Ana içeriğe atla

Fetö ve Atsız

  

Fethullah Gülen ve Nihâl Atsız

İki ilgisiz isim. 

Bu yazıyı ele alırken, Said Kürdi(Nursi)'nin ölüm yıldönümü'ydü. 

Öyle ki, "bu konu ne" diyeceksiniz. Öyle de.

Atsız, Fetöcüleri sevmezdi. 

En azından, Fetöcülerin ilhâm kaynağı olan Said Kürdi'yi sevmezdi.

Fakat Gülen'e, Türk ocaklarından durmadan ödül takdim edildi. 

Kendisi İslâmcıydı ve ilhâm aldığı Said Kürdi ise Türkçülük aleyhtarlığı yapıyordu.

Ne alâkaydı bu ödüller? 

Türklüğe hizmeti için verilmişti.

Ama bir isim dikkat çeker ki: "Nihal Atsız Türk Dünyası Hizmet Ödülü"

Bu ödül Gülen'e verildi. 

Kimsenin sesi çıkmadı.

Sonrasında "Hamdullah Suphi Tanrıöver Türk Ocakları Kültür Armağan" adlı ödül verdiler. Ve sonrasında da ödüller takdîm edildi. 

Atsız ödülü 1995'te, Suphi Tanrıöver ödülü ise 1998'de veriliyor.

Sanki, Gülen; Atsız'ı örnek alıyordu! Sanki Türkçüydü! Sanki Turancıydı da, bu ödüller ona veriliyordu.

Ama hocası Said Kürdi, Türkçülüğün en büyük düşmanıydı. Kendisi de düşmandı. Bakınız:

"Ben şuyum, Altaylar'dan geldim falan derseniz; öbürleri de kalkar Biz Babil'den geldik falan derler." (F. Gülen)

Gülen gibi birine "Atsız" ve "Türkçü" bir kurumun ödül vermesi tepki topladı. 

İlk tepki uzaktan da gelmedi. Atsız'ın oğlu Buğra, Türk ocaklarına "Açık Mektup" diye mektûp yazdı.

Bir kaç kısa alıntı:

"Temmuz ayında Türkiye’ye döndükten sonra üzülerek öğrendiğim ilk nesne ATSIZ adına bir armağının yaptığı büyük (!) hizmetlerden dolayı kadın eli sıkmayacak kadar bağnaz ve softa olan Fethullah Gülen isimli bir dinciye verilmiş olması oldu.


Ben Fethullah aleni tanımam, tanımak da istemiyorum. Yaptığı hizmetin de ne olduğunu bilmiyorum. Ama hizmet gidip Orta Asya Türki cumhuriyetlerinde İngilizce tedrisat veren okul açmak ise her şeyden önce adama niye Türkçe değil de İngilizce tedrisat diye sorarlar. 

Zaten bildiğim kadarıyla Fethullah Efendiden önce Orta Asya cumhuriyetlerinde Türkçe öğreten okulları açmış kişi veya kuruluşlar mevcut. O zaman bu armağanın onlara verilmesi daha mantıklı ve akıllıca olurdu. Hal böyle iken Atsız adına bir armağanın kalkıp bir dinciye verilmesinin ardında siyasi bir takım mülahazalar sezmemek mümkün değil."

- Dr. Buğra Atsız 27 Aralık 1995, İstanbul

Hatta bir hikâye anlatılır, gerçektir bu; Fetö'nün okulunda okuyan bir Kırgız Türk'üne "Türk" dendiği zaman "Bize Türk denmesi hakarettir" demiştir. Zaten Gülen CIA aracılığı ile Ortaasya'da örgütlemek için okullar açmıştır. 

O zamanları Türk halkı tarafından sevilen ve bir çok siyasetçi olmak üzere; şiirler okunan, dön diye yalvaran kişiler ise onu şuan "katliâmcı, darbeci, sahte hoca" demektedirler.

Eskiden ise Gülen'e laf edenler direkt "Vatan haini" ve "İslâm düşmanı" oluyorken,

şimdi ise Gülenci olmasanız bile, o güleni seven (aşağılık kompleksli kişiler) size "Fetöcü" diyorlar.

Neyse konuma dönelim.

Ayrıca Türk ocaklarında Risale-i Nur olduğu da bilinen şeylerden biri.

Türk ocaklarının "İslâmi Milliyetçiliği" reddetmediğini söylemesi ve bunun için açıklama yapması da cabası herhâlde. ("Bediüzzaman Hazretlerinin "müsbet milliyetçiliği" kullanmadığı şeklindeki haberlerin ardından Kaynak: Müsbet milliyetçilik Türk Ocakları'nın da gündeminde", 2. Mart 2013)

Türk-İslâm Sentezinden yararlanan bu: Said Kürdi, Gülen gibi kişilerin bir yana bırakırsak: Türk-İslâm Senteziciler, hem Allah ve Kur'ân demişler ve bir yandan Türk Milliyetçisiyim diye gösteriş yapmışlardır. Bu noktada şunu sormak gerekir: 

Türk-İslâm Sentezi, artık benimsenecek bir şey midir?

Değildir.





***

Şimdi Atsız gibi bir Irkçı-Turancı, Türkçü birinin, adı geçen bir ödül vermekte nedir?

Allah aşkına..

Hamdullah Suphi nedir yahu?

Nedir yani.

Türk Ocakları, özür dilemeli.

Gerçi artık Türk ocaklarını takan mı var?

Eskiden Atatürk'ün, Türk ocaklarını niye kapattırdığını şimdi daha iyi anlayabiliyorum.

Kalk be koca adam! 

Yüksel! 

Yükselebildiğin kadar.

Bir bağır ki, gökler inlesin;

arş sallansın,

vatan hainleri gürültüden kulakları patlasın,

dilleri kopsun ki konuşmasınlar.


***

Ayrıca Türk Ocakları'nın Fetöyle bağlantısı olduğu ve ona ödül verdiği hâlde niye hâlâ hakkında soruşturma açılmıyor?

Normal bir halka, hiç bir bağlantısı olmadıklarını bile bile davâ açanlar, tutuklayanlar. (Asker, Jandarma, Polis, Hakim- Savcı, Adlîye) Niçin Fetöyle direkt bağlantısı olanları tutuklamıyorlar?

Yani önemli olan bağlantısı olmamak mı?

Yani efendiler ve hanım efendiler! Diyorlar ki size:

"Fetöyle bağlantınız yoksa, hapise girersiniz!

Ama normalde vatan hainidir.

Ama iletişiminiz yoksa, salaksınız diyorlar.

Ya da şöyle: bence Fetö kendini vatan haini ilân etti ve kendisiyle ilgilisi olmayanları hapise attırmak için tezgâh kurdu.

Yoksa bunun bir açıklaması yok.

Kahrolsun Gülen!

Aman yarabbi, "Kahrolsun Gülen" dedim ya,

Fetöcü Devlet, Fetöcü Emniyet güçleri beni içeri almasınlar, mazallah!

Kendilerini çünkü "Fetö vatan hainidir" diyorlar sonra kendileri fetöcülük yapıyorlar.

Aman yarabbi! Aman! 

Çingene çalsın Kürt oynasına döndü bu olay.

Gülünç! 

Kahrolsun İslâmcılık!

Kahrolsun Fetö!

Kahrolsun Said Kürdi, iyi ki gebermiş gitmiş!


- Burak Yabgu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır

Atsız'ın Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı

  Atsız'ın; Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı. "Başkumandan Mustafa Kemal’i tebcil ederim fakat Reis-i Cumhur  Atatürk’ü beğenmeye de sevmeye de mecbur değilim." (1) CHP'de boş kavga var diyen bir çok Atsız taraftarları, aslında Mustafa Kemal ve Atatürk'ü ayıran Atsızı niye göz ardı ederler?  Atsız Kemalist düşmanı olmak bir yana, Atatürk düşmanıdır. Devrim düşmanıdır. Sözlerine bakınız: "Bu millet, tutsak Türkleri kurtararak en büyük Türkiye'yi (yani Turanı) kurmak için de sınırlara koşabilir. Fakat onların Kemalist prensipleri için kılını bile kıpırdatmaz. Hatta Kemalizm'in çığırtkanları bile Kemalizm uğruna ölmez." (2) Kemâlistleri ve Atatürk'ü "dönme, mason" olduğunu belirtiyor: "Irkçılığın aleyhinde bulunanlar Türkçülüğün düşmanı olan dönmelerle, masonlar ve Halk Partililer yani Kemalistlerden ibarettir." (3) "Çünkü Kemalizm de dönme ve devşirme olmak kabahat değildir. Fakat Kemalizm yapmak isterken mi

Kürtler ve Medler

KÜRTLER VE MEDLER Kürt Tarihçilerin çoğu kendini Medlere dayandırır. Kürt dilinin gelişmesinde Medlerin rol oynadığını söylerler. (Minorsky - Kürtler, İslam Ansiklopedisi, VI. cilt, s. 1089-1114) Ve Medlerin torunlarıdır. (Amir Hassanpour - Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil; s. 120.) » Kürtlerin tek kurduğu ulusal devlet olarak Medler İmparatorluğunu kabul ederler. (Wadie Jwaideh - Kürt Miliyetçiliğinin Tarihi , Kökenleri ve Gelişimi, s. 17.) » Ve bazı Kürt Tarihçilerde şöyle savunur: “bütün tarih boyunca Medleri Kürtlerden ayrı gösterecek bir hadise bulamazsınız.." (Zinnar Silopi - Doza Kurdistan; s. 9.) » Medler proto-Kürt’tür. (Philip Kreyenbroek & Christine Allison - Kürt Kimliği ve Kültürü, s. 25.) » “Dolaylı değil doğrudan Kürtlerin Medlerle bağlantıları vardır.” (Ali Hüseyin Kerim - Balkan Yarımadasında Kürtler, s. 49.) Medlerin İmparatorluğunu yıkan, Perslerdi. (William Aegleton - Mehabad Kürt Cumhuriyeti; s. 18.) Ve şunu söylemektedirler: Medler yıkıldık