Ana içeriğe atla

Atatürk ve Türklük, İslam, Halifelik.


Atatürk ve Türklük ve İslâm, Halifelik.

Atatürk'ün islâm hakkında düşündükleri:
"Muhammed'in kurduğu din." (1)
"Arapların dini" (2)
"Muhammedin dini" (3)

Mustafa Kemal Atatürk, islâmı; arap dini, amacını ise tüm Arapları birleştirme hayali olduğunu ifade eder: "Çünkü, Muhammed'in kurduğu dinin amacı, bütün  milliyetlerin fevkinde kapsayan bir arap milliyeti siyasetine (Milliyetçiliği) sürükleniyordu oluyordu. Bu arap fikri, Ümmet  kelimesi ile ifade olundu." (4)

Muhammed peygamberin ise büyük bir filozof olduğunu fakat, modaya uyarak kendini peygamber ilân ettiğini söyler. (5) Burada Atatürk'ün islâmla ilgili tüm sözlerini sıralamayacağım. Fakat: Önereceğim kitâplar: "Atatürk'ün Bütün Eserleri", "Tarih (4 cilt)", "Medeni Bilgiler", "Doğu Perinçek - Kemalist Devrim 2 Din Ve Allah"dır. Doğu Perinçek belgelere dayanarak Atatürk'ün islâm ile ilgili ilişkisini açıklıyor. Sinan Meydan ise daha zıt görüşte: "Atatürk ile Allah Arasında" kitâbın da Atatürk'ün islâmisever biri olduğunu iddia ediyor. Bunu bir çok kitâbın da söyler. Fakat biz başka bir pencereden bakacağız: Atatürk belgelere dayanarak söyleyebilirim ki (az sonra da zaten göreceksiniz):
"İslâmı geri kalmış, muhammedin dini ve Türkleri geri bırakmış; Türklerin tarihî bağlarını gevşetmiş, kültürlerini dilini yok etmiş" olarak görüyordu. Ama zaten İslâmı yükselten de ona göre Türklerdi. Araplar "Türkleri" zorla islâma girmeleri için zorladılar fakat, Türkler islâma girmediler. Abbasî dönemi komutanların çoğu Türklerdi, hatta islâmın fetih çağında ki komutanlar ve arap komutanları da eğitenler de Türklerdi. Türkler kabûl etmeyince islâma girmeye, emevîler Türklere katliâm yaptılar. Ve acımasızca binlerce Türkü katlettiler, zorla müslüman yapılmak isteyen Türkler yine de islâma girmemişlerdi! Fakat bazı Türkler "katliâm"dan kurtulmak için müslüman oldu, fakat yine de cizye (6) alınmaya devam ediliyordu, bu da Türklerin ayaklanmasını sağladı. Müslüman olan Türklerden yine de "Müslüman değil diye vergi" alınıyordu. Türkler Sulu Han'ı yardıma çağırıp, araplara karşı yardım istediler. Sulu Han'da Türkleri kurtardı ve Arapları Püskürttü.
Ondan sonradır ki Türkler, "Arapların efendisi" olmak için müslümanlığı kabül ettiler. Fakat yine de ezilmeye devam ettiler. Türkler bu dine hiç bir zaman ısınamadı. Türkler Müslümanlığın savaşan bir kolu oldu, asırlar boyunca devlet-kurup yıkan Türkler islâma girişi ile İslâm şan ve şeref kazandı. Halifelik ordularını durdurup girişine bile izin vermeyen Türkler, kendileri islâma girip hem koruyuculuğunu yapıp hem islâmı yükseltmişlerdir. Ve diğer Türkler ise islâma karşı savaşmışlardır. Haçlılar ve Moğollar "İslâmı yok" edecekken Türkler islâmı korumuştur. 
Asırlar boyunca Türk islâmı yüceltmiş ve kendi himayesine almıştır. İlk olarak Türkler Osmanlıdan önce halifelik ünvanına sahip olan Tuğrul Bey ve ondan sonra büyük Türk lideri Sultan Baybars ve Ulu Türk lideri Yavuz Sultan Selim ise "halifelik" meselesine bu kadar önem verip korumasalardı bu gün halifelik konuşulmayacaktı. Hülagü Han ise halifeyi idam etmiş ondan önce ki büyük Türk liderleri de halifenin ya yetkisini almış ya idam etmiştir. Bu sadece Tuğrul Bey ve Hülagü Han'la sınırlı değildir.
Türk tüm dinlere diz çöktürmüş ve himayesine alıp ona şaf ve şeref vermiştir. Sayamacağımız kadar Türk devleti islâmın koruyuculuğunu yapmış ve sonunda halifelik Türklere ihanet etmiştir! Büyük Osmanlı İmparatorluğu islâmın koruyucusu olmuş fakat hiç bir müslüman kardeşi ona yardım etmemiş ve ihanet etmiştir. (Türk müslümanları hariç!) 
En sonun da 1.Dünya savaşı bittikten sonra savaşı kaybeden, Osmanlı İmparatorluğu; teslim olmuş ve mondros antlaşmasını imzalamıştır. Fakat millî direniş ruhu olan büyük vatansever, ulu lider, Türklüğün yüce kurtarıcısı, büyük devrimci; Halâskâr Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Samsuna çıkıp, direniş başlatmıştır. Bu direniş ki önceden tüm ince ayrıntılarına kadar planlanmış ve millete bir direniş ruhu vermiştir. 
Bunu gören islâmcılar ve halifecilik oyunu oynayanlar Türklerin devlet kurma çabalarını boş çıkarmak için Kuvayi İnzibatiye ordusunu hatta çetesini mi demeliydim? Kurdular. Yine devlet kurma çabası Türklere kalmıştı. İslâmcılar Türklerin devlet kurmamasını istiyor ve karşı çıkıyorlardı. Kürtleri görevlendirip Türklerin üstüne saldılar, müttefik devletlerle bir olan halife, kendi dinine saygı duymayıp Türk milletinin, bunca yıllık malı olan islâmın kutsal tapınağı olan camiilerini; ğayrimüslimlere sattı! Türk milletine hakaretler yağdırıp, Türk milletinin ölüm-kalım davası söz konuyken kendinden 30 ya da 40 yaş (tam kafam da değil fakat 30'dan aşağı hatırlıyorum.) küçük kızla evlendi! Ermeni mezarlarını sattı! İşgâl kumandanı Charles Harington Türklere acırken, Son Osmanlı Halifesi Türklere ihanet etti! Ve Türklüğü ayaklarının altına aldı! 
Fakat yeniden kurulacak Türk devletinin artık "Türk Milliyetçiliğinden" başka çıkar yol olmadığını gösterdi. Ve yeni devlet artık "Türklük" üzerine kurulup, yüzyıllarca imâl edilen, aşığılanan Türklük artık yükseliş dönemine girdi. Bunu yapan büyük önder "Mustafa Kemal", "Atatürk" soyadını alıp "Ataları gibi Türk", "Türklerin atası" anlamındadır. Türk millîyetinin "milliyetçilik" damarlarını uyandırmak için, "Tarih tez"leri çıkarıp, ilk defa Türk milleti ile ilgili büyük tarih tezi ve dil tezi çıkardı. "Siyaset de, Ekonomi de, Dil de, Din de, Tarihte, Edebiyatta; Türkçülük" diyen bir lider Atatürktü. Yıllar boyunca ihmal edilen "Türklük" Cumhuriyet döneminde varoldu!
"Türk" adını bilmeyen millete adını öğretti! (Tabiî ki "Türk" adını kullananlar vardı fakat bir kaç aydın da içindeydi) Araplar "Türk"e ihanet ederken, II.Abdülhamid, Türkçülerle uğraşıp ilk resmî Türkologlardan Necip Âsım'a hakaretler yağdırmıştı. Bununla da bitmezdi, Türk ırkının yüce varlığı Türkçe'yi bir kenara itip, Arapça'yı resmî dil yapmak istemişti. 
Dünden bu güne Türk düşmanlığı yapan ve Türklüğü sevmeyen; islâmcılar ve araplar bir duruksama dönemine girdi. Atatürk onun yollarını kesti! Türkçeyi ve Türklük tanımını getirdi! Yüzyıllar boyunca saklanmış yüce Türk Tarihini buldu! Arap Türk'ü tarih boyunca sevmemişti, ihanetiyle birlikte Türk'ü yalnız bıraktılar! Artık, Atatürk dönemin de, İslam Dünyası, Türkiye den bağımsız yaşıyordu; Türkiye karışmayacaktı! İstedikleri bu değil miydi? Yabancı boyunduruğunda yaşamak? İngiliz merhametini tercih eden Arapların artık; Ne dinî(İslâm), ne dili, ne de adetleri hüküm sürecekti?
Atatürk Söylev ve Demeçlerin de ve konuşmalarında "Türklüğü" övecek ve ırk, kültür, tarih bağlardan bahsedecek ama din bağını umursamayacaktı! Atatürk, hain halifenin ve ona destek veren dış düşmanları yenip, Türk milletini yeniden kurtarıp bir Millet yapmıştı! Lord Kinross 'Bir milletin yeniden doğuşu" derken, Türk milletini yeniden yaratan Atatürk'ü ve onun Rönesans'ını kastediyordu. 
Artık İslâmcılık politikası değil, arap dalkavukluğu değil, halife ve dış düşmanların dayatmaları değil; yeni bir Türk devleti ve onu yükselten; Türk milliyetçiliği vardı. "Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş adamların Türk vatanından kovulması, düşmanların denize dökülmesinden daha kurtarıcı bir harekettir." diyordu büyük komutan! 
Türk'ü Türk yapan islâmdır diyen zihniyet, Türk'ün önce ki tarihinler de; barbar, gerici, bir kavim olduğunu söylüyordu. Atatürk bunların hepsini Türk Tarih Tezi ile çürütüp, tüm İngiliz, Fransız, Alman tezlerini çürüttükten sonra Türk dilini aşağlayan gerici şeriatçı Türk'e karşı, hâlifeliği kaldırmıştı!
Bir millet düşünün ki, "Türk" adını verildiği zaman, 'Türk müyüz, yoksa Müslüman mıyız?' diye düşünsünler! 
Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı'nda ihanet edip, ingiliz yancılığı yapan Müslümanlar ve Araplar; Komünist Rusya'dan (Sovyetler Birliği)nden, yardım alan Türkiye'yi gâvur olarak görüyordu? İslâmın geri kalmışlığı yüzünden Türkleri suçlayan Araplar'ın bu gün bile, savaş içinde yok olmalarını kimin  sebep olduğunu gösteriyor? İslâmı geri de bırak Türklerdi fakat, lâik bir Cumhuriyet kurup islâmı iten Türk milleti asırlar boyunca: Millîyetçi, Medeniyeti, Devrimciliği ile dünya da tanınan bir devlet kurmuş ve refah içinde yaşamıştı.
İslâm Türklüğü yüceltmedi, yüceltecek, yüceliği de yoktu! Türklüğün asırlar boyu akan kanları sayesinde yükselen islâm; Türk'ün sadece malı olarak kalacaktı. Yıllar boyu Avrupa'nın Türk eşittir Müslüman demesinin bir anlamı vardı. Çünkü Türk "İslamı" korumuş ve onu yüceltmişti. Arap yüceltseydi, Arab'ın adıyla anılırdı!
Ne yazık ki; Müslüman Türk, kendi Tarihini kötüleyip hatta bilmezken; Arap kendi müslümanlıktan önce ki tarihiyle övünür ve onla şeref duyardı! Atatürk'ün unutulan ve bilinmeyen (sadece batı da bilen ve sınırlı kalan) Türk Tarihini kapsamlı bir şekilde çıkarıp; Türklerin aslında 'barbar' olmayıp, medeniyet kuran ve Tarihte her yere yayılmış, eski (yabancı) kitabeler de bile; iyi, dürüst, yardım sever bir millet olduğunu söylüyordu! Şeriatçı Türk hemen çıkıp 'tarih öncesi, Türk tarihi, müslüman olmadığı için bizi ilgilendirmez' diyene kadar..
Endülüs Tarihini öven atalarından 'Türk' düşmanlığını mirâs almış, kişi Ayasofya konuşması yaparken, bırakın Türk Tarihini anmayı, Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk'ü bile anmadı ve 'Endülüs Tarihi"nden bahsederek, Türk ve Türklüğün kurtarıcısı; bir millete hayat veren Atatürk'e 'hain' demekten çekinmedi! 
Atatürk dönemini geçirmiş bir Cumhuriyet'ten hâlâ gerici zihniyetin kalıntıları da ilginçtir, Atatürk döneminde yok olan bu gerici zihniyet, Atatürk'ün vefâtından sonra 'Türk' adını yeniden yok etmek için uğraşmaya başladı! 
Bu zihniyet ki, Atatürk'ün Tarih Tezi'nde ki öğeler ile geçindiği hâlde onu anmamışlardır. bakınız: "Ayasofya’nın dirilişi, Bedir’den Malazgirt’e, Niğbolu’dan Çanakkale’ye kadar tarihimizin tüm atılım dönemlerini yeniden hatırlayışımızın adıdır." Bedir savaşı arap savaşı olmasına rağmen anarken, son kez çanakkale'yi andı ve Cumhuriyetin kuruluş savaşı olan Türk Kurtuluş Savaşını anmadı bile! Bilmiyor mu ki, Atatürk olmasa Selçuklu tarihini bilmediklerini? "Ayasofya’nın dirilişi, Alparslan’dan Fatih’e ve Abdülhamit’e kadar ecdadın tamamına vefamızın gereğidir." II.Abdülhamid döneminde ki Türk düşmanlığı nasıl idiyse, Atatürk döneminden sonra ki Türkçülük düşmanı da öyledir, Atatürk 'Türk'ü yüceltirken, vefatından sonra ki hükümetler yok etmeye çalıştı. Fakat Osmanlı'nın yok edemediği hatta Osmanlı da söz hakkı alan Arapların, yüce peygamber torunu araplar (!) bile yok edemediyse, geçici hükümetler asla yapamazlar. 
Kaç yıldan beri Türklerin ırkçı olduğu tezi öne sürüldü, fakat hiç bir gerçekciliği olmayan bu tezi en çok Müslüman Arap ve Şeriatçı Türk kullandı. Türkler yüzyıllar boyunca büyük geniş alanlara yayılmış ve binlerce milleti hakimiyeti altına almışlardı. Eğer böyle bir ırkçılık söz konusu olsaydı, Arapların Türkleri katlettiği Talkan katliâmları gibi katliâmlarla anılırlardı ve yer yüzünde hiç bir millet kalmazdı! Cengiz Han'ın Çinlilere uyguladığı soykırımı ya da yakın zamanlar da Yunanların bize uyguladığı soykırımı, Rusların başka milletlere uyguladığı, ya da en ünlüsünden Adolf Hitler'in Yahudi soykırımı gibi büyük ölçü de yankılanırdı.

Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa!

"Türkler sayesindedir ki Abbasi Devletinin nüfuzu teessüs etti, islamın gücü yükseldi." (7)
"Araplar bir asırdan ziyade uğraştıkları halde islam dinine sokamadıkları Türkler, kendi arzularile, hakim oldukları İmparatorluğun dinini kabul ettiler." (8)

"Türklere gelince, onlar Arapların bunca zulümlerini görmüş olduklarından ve bilhassa çok bağlı 
oldukları istiklallerine Arapların tecavüz ettiklerinden onlara açıktan düşman olmuşlardı. Emevilerin 
takip ettikleri siyaset Arap  olmıyan kavimlerin kendi aleyhlerindeki düşmanlıklarını şiddetlendirmiştir.
Araplar Arap olmıyanların arkasında namaz kılmazlardı." (9)
"Türk olmak kadar 'DİN' mi var!" (10)
"Türkler arapların dinini kabul etmeden önce de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemlerin ve ne de  Mısırların ve diğerlerinin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi . Bilakis, türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. " (11)
"Arapça öğrenmedikçe, Allah'ın ne dediğini bilmeyeceklerdi. Bu vaziyyet
karşısında Türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin anlamını bilmediği, halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler."
"(İslâm) Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık güç ve açıklıkla, büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türkün milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, gerçek büyük Türk atalarının kutsal miraslarının, son Türk ülkesinin savunmasını ve korunmasını düşünüyordu, istiyordu! İşte, dinin, İslâmın türk milletinde bıraktığı hatıra!"
"Türk uygarlığı Arap saldırısına uğramıştır." İslamdan önce Araplar uygar (medenî) değildi. İslamiyet döneminde de "uygarlığı yaratanlar Araplar değil, onlardan başka ırktan olanlar, özellikle Türklerdi." (12)
"Türk, İslamiyeti kabul ettikten sonra, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, Allah ve peygamber uğruna "kendi ruhunu, benliğini, hayatını unutmuş, sonucu alçaklık olan, esaret olan, aşağılık bir hedefe sürüklenmiştir." (13)
"Arapların zulüm ve şiddetleriyle müslüman olan Türkler, İslam dinini kabul etikten sonra da ezilmişlerdir. Bu yüzden "halk, bir türlü müslümanlığa ısınamamıştır. Ancak kendi ırkdaşları hükümeti ellerine alınca kütle halinde müslümanlığı kabul etmeye başladılar." (14)
- Mustafa Kemal Atatürk.

Hz.Muhammed'in Türkler hakkında sözleri:
"(Türkler) Aç oldukları zaman hırsızlık yapar, çalarlar, tok olduklarında da har vurup savunular (şehvetle uğraşırlar)..."
"Basık Burunlu, Yayvan Suratlı ve Araplara Felaket Getirici Ye'cûc ve Me'cûc Irkı"
"(Orta Asya) küfrün ve fitnenin kaynağı"
"(Orta Asya) şeytanın boynuzunun doğduğu yer.."
"Düşman diye bir şey yok diyorsunuz. Fakat sizler, yaygın suratlı, küçük gözlü ve kızıl saçlı bir millet olan Ye'cûc veMe'cûc'larla karşılaşmayıncaya kadar düşmanlarla savaşmış olmayacaksınız. Bunlar giderek çoğalan ve yüzleri dövülü kalkana benzeyen kimselerdir."
- Hz. Muhammed. (İlhan Arsel - Arap Milliyetçiliği ve Türkler.)

"Bunlar Yâfes İbni Nuh'un oğlundan türemiş iki kabiledir ve rivayete nazaran Ye'cûc'lar Türklerdir. Me'cûc'lar da Cebel halkındandır.."
- Ebû Said Abdullah İbn Ömer (Esrarüt Tevil, Envâr il-Tenzil)
"Arapların en sonunda Türklerle savaşmaları gereğinin Kur'an'da öngörülmüş olduğunu doğrular.."
(Abu'l Beka Abd al-Kadir Kemal ad-Dîn ad-Damirî, Hayat al-Hayâvan, c.2, s.348.)



NOTLAR:

(1) Maarif vekaleti, c.2, s. 140 & 165.
(2) Medeni Bilgiler, s. 21.
(3) Doğu Perinçek - Kemalist Devrim 2 Din Ve Allah, c.2, s.77. Tarih, c.2, s. 146.
(4) > 1
(5) Atatürk'ün Bütün Eserleri
(6) Müslüman olmayan kişilerden alınan vergi.
(7) Maarif vekaleti, c.2, s. 157.
(8) Maarif vekaleti, c.2, s. 161.
(9) Maarif vekaleti, c.2, s. 147.
(10) Din Yok Milliyet Var - Ruşen
(11) Medenî Bilgiler, s. 21.
(12) Tarih, c.2. s. 140 ve 165.
(13) Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, il, s. 1 96 vd; Medeni Bilgiler, s. 364 vd.
(14) Türk Tarihinin Ana Hatları, s. 461 vd; Tarih, il, s. 146. Arapların Türklere İslamiyeti
şiddet yoluyla kabul ettirdiklerini anlatan yeni bir çalışına için bkz. Erdoğan Aydın, Nasıl Müslüman Olduk, Başak Yayınları, Ankara, Mart 1994.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır

Atsız'ın Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı

  Atsız'ın; Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı. "Başkumandan Mustafa Kemal’i tebcil ederim fakat Reis-i Cumhur  Atatürk’ü beğenmeye de sevmeye de mecbur değilim." (1) CHP'de boş kavga var diyen bir çok Atsız taraftarları, aslında Mustafa Kemal ve Atatürk'ü ayıran Atsızı niye göz ardı ederler?  Atsız Kemalist düşmanı olmak bir yana, Atatürk düşmanıdır. Devrim düşmanıdır. Sözlerine bakınız: "Bu millet, tutsak Türkleri kurtararak en büyük Türkiye'yi (yani Turanı) kurmak için de sınırlara koşabilir. Fakat onların Kemalist prensipleri için kılını bile kıpırdatmaz. Hatta Kemalizm'in çığırtkanları bile Kemalizm uğruna ölmez." (2) Kemâlistleri ve Atatürk'ü "dönme, mason" olduğunu belirtiyor: "Irkçılığın aleyhinde bulunanlar Türkçülüğün düşmanı olan dönmelerle, masonlar ve Halk Partililer yani Kemalistlerden ibarettir." (3) "Çünkü Kemalizm de dönme ve devşirme olmak kabahat değildir. Fakat Kemalizm yapmak isterken mi

Kürtler ve Medler

KÜRTLER VE MEDLER Kürt Tarihçilerin çoğu kendini Medlere dayandırır. Kürt dilinin gelişmesinde Medlerin rol oynadığını söylerler. (Minorsky - Kürtler, İslam Ansiklopedisi, VI. cilt, s. 1089-1114) Ve Medlerin torunlarıdır. (Amir Hassanpour - Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil; s. 120.) » Kürtlerin tek kurduğu ulusal devlet olarak Medler İmparatorluğunu kabul ederler. (Wadie Jwaideh - Kürt Miliyetçiliğinin Tarihi , Kökenleri ve Gelişimi, s. 17.) » Ve bazı Kürt Tarihçilerde şöyle savunur: “bütün tarih boyunca Medleri Kürtlerden ayrı gösterecek bir hadise bulamazsınız.." (Zinnar Silopi - Doza Kurdistan; s. 9.) » Medler proto-Kürt’tür. (Philip Kreyenbroek & Christine Allison - Kürt Kimliği ve Kültürü, s. 25.) » “Dolaylı değil doğrudan Kürtlerin Medlerle bağlantıları vardır.” (Ali Hüseyin Kerim - Balkan Yarımadasında Kürtler, s. 49.) Medlerin İmparatorluğunu yıkan, Perslerdi. (William Aegleton - Mehabad Kürt Cumhuriyeti; s. 18.) Ve şunu söylemektedirler: Medler yıkıldık