Z Kuşağı
Evet. Evet. Doğru duydunuz! Alev Alatlı: "Açlık Türkiye'nin bugünkü koşullarında inandırıcı gelmiyor." evet karnı tok olana ve ya ülkenin yöneticilerine yalakalık yapmak isteyenlere elbette ki "inandırıcı" gelmez. Bu günkü Türkiye'nin "ekonomik" durumu göz önündeyken, bir çok yazarın ve yayıncıların (tv sunucuları, youtuberlar) Z kuşağına hakaret ve küfür ederek "Z kuşağı" düşmanlığını körükledi, bunu körükleyen iktidar yanlıları.
Kadınlara körüklenen nefret olaylarından sonra: gençlere ve çocuklara karşılık artan nefrette göz önündedir. Bugünkü gençlik her şeyi görmekte ve kaydetmektedir. Çocukları ve gençleri karşılarına almakla sadece kendilerini yok ederler. Herhalde Z kuşağının farkındalığı ve açlığa, vatanın düştüğü durumu gördüğünden dolayı iktidara cephe almışlardır. Sayın iktidar yanlıları, genç olmamışlar mı? Çocuk olmamışlar mı? Onları doğuran ve yetiştiren anneleri "kadın" değil mi? Ne bu "Kadın, çocuk, genç" düşmanlığı? Herhalde Z kuşağının %75'i AKP'ye oy vermeyeceği içindir. (1) Fakat Z kuşağına karşı "Eski ve Yeni Türkiye"yi anlatmak için sunum yapılmasın isteyen AKP yönetiminin böyle "Z kuşağı" düşmanlığı ilgi çekicidir. Herhalde oy koparamadıklarını anlayınca direkt "küfür" ve "hakaret"e başladılar. Sayın Cumhurbaşkanın bundan haberi yok galiba, çünkü Cumhurbaşkanın böyle bir şey duysa karşı çıkar çünkü Z kuşağının içinde kendi torunu olmaksızın, AKPli kitle de mevcut.
Z kuşağı, 2000 ve 2020 yıl içerisinde doğan kişilere denir. 2000 kişi Z kuşağındandır. 2005'li de öyle. (2) Fakat Vikipedi 1997'lı yılların başlarından 2012'li yılların sonuna kadar doğanları kapsadığını ifade ediyor. (3)
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi:
"Z kuşağının oylarını almaya talip olan siyasi partilerin bu gençleri iyi tanıması gerekiyor. Çevre, insan hakları, hayvan hakları ve sıfır atık konusunda duyarlı olan bu gençler, aynı zamanda yerel değil, dünyalı. “Dünyalı dedik” de “Ülke sevgileri yok” demedik. Ama bir kedinin ölümü için dünyayı yakabilirler." (4) demiş.
Evet öyleyiz biz bilinçli gençleriz, öyle bizden önce ki kuşaklar gibi ideolojilerimizle vatan haini olan değil, hangi ideolojiye, hangi farklılıklara sahip olsakta, vatanımıza sahip çıkan, vatansever gençleriz biz.
Yeri geldiğin de bu cennet vatan için canımızı feda etmekten çekinmeyiz, bu vatanın güzellikleri dediğimiz: mavi vatan diye ifade edilen sularımızın kirlenmesine de karşıyızdır ya da bu ülkenin evlatlarını yetiştiren Anadolu Türk kadının aşağılanmasına da göz yummayız, bir hayvan dışarı da aç susuz kalsa onu da besleriz onu da koruruz hakkını da savunmasını biliriz, bu vatanın güzelliklerini de koruruz, bu ülkenin tarihini de biliriz ve çekinmeden tarihini de anlatırız. İşçileri, emekleri de korumaktan çekinmeyiz. O gün boyu çalışıp hanımına çocuklarına ekmek getiren, aynı erkeğinden daha fazla işi yüklenip gün boyu çeşitli şekil de evinde çalışıp bize terbiye veren Anadolu-Türk kadınını da unutmayız.
Z kuşağının zamanların da bilgisayar ve internet elbette ki mevcuttu. Fakat açıkçası biz sokakta arkadaşlarımızla oynayıp eğlenen çocuklardık ve bilgisayarda da oyun oynardık. Bilgisayar da oyun oynadık diye biz dışarıdan ödün vermedik. En azından 2000-2001-2002 doğumlular vesaire fakat görüyorum ki Z kuşağının ortalarından, son yıllarında doğanlar, gerçek arkadaş yerine: bilgisayar ve tablet, telefon da: oyun oynamayı tercih ediyor.
İnternet'in Z kuşağına kazandırdığı şeyleri tamamen anlatmak mümkün değil. Ama kaybettirdikleri şeyler de var. Farkındalık, haberi araştırma ve bir şeyi araştırma olanağı, yurt dışına açılma imkanı. Şimdi ise istedikleri en eski ve ya yeni yerli-yabancı dizileri bile izleme imkanı bulabiliyorlar, yabancı dizilerin en büyük katkısı: yabancı ülkelerin kültürlerini öğretmesi ve farklı şeylerdir. Yabancı film ve dizi hakkında söylemek istediğim çok şey var.. Ve en büyük sorunumuz: yerli dizi-filmin geriye itilmesi denebilir. En büyük uyarım Z kuşağına bu olmalı, kendi kültürünüzü unutmayın..
Yazar Selvi'nin: "kız arkadaşı terk edince bunalıma giren kuşak geri de kaldı" demiş, bu böyle değil. Genellikle değil aslında, gerçekten bunalıma girenler var. Depresyona girenler var. Yani genellikle kendini "badboy, playboy" olarak tanımlayan genç kitle bundan etkilenmez. Açıkçası onlara göre don gibi sevgili değiştirmek, bir kızı kendine aşık edip peşinden koşturmak sonra onu rededip ağlatmak, aldatmak: bir başarıdır.
Erkekler de durum böyleyken, kızlarda da pek farklılık yoktur. Onlar da aynı şekilde: don değiştirir gibi erkek değiştirirler. Ya da sevgilisi yoksa krize girebilirler. Ya da sevgilim yok diye ağlayıp hiç bir erkeği istemezler. Ya da bir erkeğin peşinden gurursuzca koşarlar.
Evet bu anlattıklarım aslında geneli kapsamaz. Dürüstçe sevenleri var içlerin de, namusluları, bilinçlileri elbette ki. Fakat birbirleri arasında ki egoist davranışlar da dikkat çekicidir. Z kuşağını tanımak istiyorsanız onların ortamına girin ve yaşayın..
Z kuşağının en dikkat çekicilerinden biri İnternette ve gerçek hayatta konuştuğu Türkçedir mesela:
Efso - Çok güzel, harika
Hawli - Havalı
Dewamke - Devam
Terso - ters
Mük, Müq - Mükemmel
Ponçik - Şeker, Tatlı, Çok Tatlı,
Aşko - Aşkım
Meyaba, Miyaba, Meraba - Merhaba
sa, sea, selam - selamün aleyküm
nbr - naber
ig - iyi geceler
gnydn, güno, gn - günaydın
inş - inşallah
internette: yetme - yeni gelmiş
Argo-Küfür:
Sanal Sex, Sanal 8, Sanal Yapmak - "sanal yapmak" derken: "sanaldan yapmak" ve ya "sanal sevgili yapmak" anlamında ki fiil çekimlerini bir kenera koymanızı tavsiye ederim. Sanal Sex şöyle ayrılır: 1- Yazılı, 2- Sesli. İlki: azdırıcı şeyler söylenerek, gerçekçi şeyler hissedilip yapılır: bir bakıma roleplay dediğimiz senaryo düşünülürken, azdırıcı konuşma da dirty talk diye ifade edilebilir. Senaryo dediğim bir kız ve erkek sevgiliyse, erkek ve kız sanal sex yaparken gerçekten yapıyormuş gibi düşünüpte devam ederler. İkincisi ise: aynı şeydir. Fakat bunda "inleme"de görülür.
Nude: İngilizcesi "çıplaklık" olan "nude" sözcüğü genellikle sosyal medya da: "çıplak fotoğraf" anlamın a kullanılır örnekler: "send nudes" (çıplak fotoğraflarını at), ya da "nude at" gibi, anlayacağınız üzere "çıplak fotoğrafını at" diyor.
Amk, mk, mq, aw, aq - **ına k*****m
Bir çok kelimeyi kısalttığımız da görebilirsiniz evet bu doğru mesela "y" ortada ise düşürürüz:
"yapıoz" - yapıyoruz
"gidioz" - gidiyoruz
"napiosun" - napıyorsun?
"seviom" - seviyorum
Bunlar sürüp gider. Bazen "-orum" bırakıldığı da görülür. Bunlar yazı dilin de kolay konuşabilmek içindir. Tabii ki Z kuşağının bunlar asla normal Türkçesine yansımaz. Fakat kelime telaffuzları olsun bazen yanlış olduğu görülüyor "yapamazsın" yerine "yapamassın" ya da "herkes" yerine "herkez", "her şey" yerine birleşik yazıp "herşey" gibi.
İngilizce kullanma konusuna detaylı girmeden önce "Z kuşağının en çok kullandığı uygulamaları"da bilmek zorundasınız eğer tanımak istiyorsanız. Öncelikle kısaltmaları da gördük ve şöyle söyleyebilirim: gençler ingilizce kelimeleri de kısaltıyorlar. "bio" - biyografi gibi az kelimeler.
Sokak röportajların da en çok gördüğüm şey: Z kuşağının, Türklüğünü korumaya çalışması. Ve ki Z kuşağından önce ki kuşakların ve İslamcı kesimin Türklüğü yok sayması. Bu çocuklar elbette ki Müslüman bundan kuşku yok. Fakat Türklüklerini de koruyorlar. Elbette Türkçü-Milliyetçi olsunlar ya da bunlar Türkçü-Milliyetçi de demiyorum. Fakat kendi ırklarını, milletlerini, vatanlarını müdafaa etsinler.
İslamcı kesimin konuşmaları aynı Osmanlı döneminde ki ilk Türk tarihi, Türk lügatını ve ya sözlüğünü çıkaranlar kişilere karşı yapılan propanganda ve hakaretler gibidir. Osmanlı da bazı devlet adamlarının, bakınız TÜRKÇÜLERE DEĞİL, Türk Tarihine bile dayanamayıp, hakaret etmişler ve Türkoloji ile ilgili çalışmaların gereği olmadığını, öğrenmek istemediklerini dile getirmişlerdir. Bu gün de aynı durum yaşanmaktadır. Cumhuriyet'in ilk yılların da ki "Türk müyüz yoksa Müslüman mıyız?" tartışması, Türk'ün "Türk" adını aşağılarcasına nasıl ittiğini göstermektedir. Bu gün söz de propaganda için "Türk'üz" diyen ve Türk kelimesinin, Müslümanlığın eş anlamlısı gibi göstermek suretiyle övünen bir yandan "Türk" adını kötüleyip; "Türk" adını silmek isteyenler, bir zamanlar ırk-kökeni sorulduğun da "elhamdülillah müslümanım" deyip "Türk" olduğunu yok sayan millettir bu millet!
O gavur diye "küfür" ağızdan eksik olmayan diğer milletler bile milli benliğini yüzyıllar boyunca korumuş, başka milletin hakimiyeti altında bile benliklerini kaybetmemişlerdir. Müslüman kardeşleri: arap ve iranlılar, kendi tarihlerini söylenemekten çekinmemiş, eski iran tarihin de ki olayları övmüşler, Türk'ü aşağlanmışlardır. En büyük örneği firevdevsidir. Söz de "Türk" dediğimiz devletler, arabın Türk katliamını, İranlıların tarihilerin de ki "Türkleri nasıl" ezip bize hakaret ettiklerini o kadar çok sevdikler ki: farsçayı ve arapçayı benimsediler, hatta "Türk"ü yok saydılar.
Bu gün hala daha, "Türk" adının silinmesini istiyorlar. Cumhuriyetin ilk yıllarını andıracak "Türk müyüz? Müslüman mıyız?" tartışması yaşlı kesimin içinde vuku buluyor onlar daha çok "Müslümanlığı" tercih edip Türklüğü yok sayarken biz "Türk" olmaktan gurur duyacağız, ayrıca gençlik "Müslüman" olmayı da bırakmıyor.
Var olsun Türklük.. Z Kuşağı, ideoloji farketmeksizin önce vatan sever olmalı, öz kimliğini unutmamalı.. Sağ ya da sol, komünist ya da başka ideoloji mensupları.. İdeolojiniz ve inandığınız şey hakkında kitap okuyun. Önce vatansever olun. Dünya da ki tüm komünistler, hatta ilk Türk komünist partisi bile milliyetçi ve vatanseverdi.
"Sıradan Konuşmacı: Japon kendi yazısını değiştirmedi, bizim Osmanlıca yazısını kim değiştirdi. Bir gece de yok oldu. Teknoloji, bilim yok oldu.
Muhabir: Bizim dilimiz Osmanlıca değildi, Selçukludan, Hun imparatorluğundan beri biz Türktük, zaten Türkçemiz vardı. Biz sadece Latinceye geçtik.
Sıradan Konuşmacı: Sen müslümandın, sen müslümandın, önce Müslümanlığı kabul et, önce Müslümandın, sen "Türk'üm" deyince milletin aklına başka bir şey geliyor." (yaşlılar ile Z kuşağını arasında ki röportajdan..)
Aslında bu röportajlar fazlasıyla var. Bulmak isteyen aratabilir.
Z kuşağının en büyük sıkıntısı ekonomik krizin verdiği mutsuzluk ve parasızlıktır. Bir röportaj dinlerken Türkolog olacak bir kız: "kitap alamıyorum" deyip, "kütüphanem yok" demesi ve "kitabın üstüne not bırakamadığı"nı söylemesi, üzücü bir durum. Türkoloji çok geniş ve kapsamlı bir bölüm ve bende kendimden biliyorum yani bir gencin kitap alamaması ne demek..
Z kuşağı: "ekonomi" konusunda ki görüşlerini ne zaman açıklasa hemen bir kargaş yaratılıyor. Gençler "aç" ve gerrçekten "işsiz"ler.. Gelecek kaygısı da bundan. Belki evlenmeler bile ekonomik kriz ve gelecek kaygısı yüzünden daha da azalacak.
Z kuşağı ahkam kesmez. Şuan ki Kuşak, en iyi kuşaklardan biri diyebilirim fakat ümitsizlik ve bastırılma duyguları yüzünden bu gün bu gençler köreltiliyor. Z Kuşağını gözlemlediğim kadarı ile bu gün "Milliyetçi değilim" diyenler bile "Milliyetçi"ler, özgürlükçü, her fikre inanmayan, inandığı zaman inancını kolay kolay koparmayan kişiler.
Fatih Altaylı şöyle anlatıyor: "Sadece onların politik davranışı, kendinden öncekilere çok benzemiyor." diyor. (5)
Bizi anlamak için, bizim yaşam şeklimizi, bizim dünyamızı bilmeniz, tanımanız gerek. ebeveynlerimizin kuşağının gördüğü, tecrübe ettiği şeyleri yaşayarak biz tecrübe etmedik, fakat bize anlattılar,bunlar doğru-yanlış olabilir, biz bu gün o dönemi araştırabiliyoruz. Sanal kitaplar dediğimiz PDF, EPUB vs formatların da kitaplar var ve o günün gazetelerine kadar erişebiliyoruz.
NOTLAR:
(1) https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/z-kusaginin-yuzde-75i-akpye-oy-vermeyecek-6335649
(2) https://www.bilgiustam.com/kusaklar
(3) https://tr.wikipedia.org/wiki/Z_kuşağı
(4) https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/z-kusagini-yakindan-tanima-41554177
(5) https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/3253808-z-kusagi-ahkamlari
Yorumlar
Yorum Gönder