Ana içeriğe atla

Câhiliye Devri’nde: Oruç

Câhiliye Devri’nde: Oruç

Oruç, Ramazan ay’ında tutulması farz olan ibâdetlerden biri. Oruç islâmın şartlarından biridir.

Fakat oruç öyle dama atılacak bir şey değildir. Çünkü Oruç, islâmla gelen bir şey değil. Câhiliye Devri’nde de oruç vardı.

Öyle ki bunu TDV’nın İslâm Ansiklopedisi’de kabul eder. Bakınız:

“İslâm’dan Önceki Dinlerde Oruç. Belirli bir süre yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durma, perhiz yapma ya da belirli yiyecekleri yememe, sükût etme, ağzı ve kulağı yalandan ve kötü sözden koruma vb. şekillerde yerine getirilen oruç ibadetine hemen bütün dinlerde rastlanır. Oruç tövbe, kefâret, matem ve bir ritüele hazırlık gibi amaçların dışında sihir ve zühd gerekçesiyle de tutulmuştur.” (1)

En önemli nokta burada Yahudileri ve Hristiyanların, Sabiîlerinde oruç tutmasıdır. Aslında bunda şaşıracak bir şey yok. Bir çok din ve mitolojisi de “oruç” vardır. Hint dinlerinde de vardır. Bunun üzerine zaten İslâm Ansiklopedisi yeterli bilgiyi aktarmış.

Daha önceleri ve “İslâmın Kökeni” adlı kitâbımda da bahsettiğim gibi, Zerdüştlükte ne varsa; İslâma da aynen öyle geçmiştir. Arif Tekin’in “Zerdüşt’ten Kur’ân’a” eseri bu nokta da önem arz etmektedir. Çünkü en güzel şekilde Arif Tekin, Zerdüşt ve Kur’ân’ın benzerliklerini ortaya koymuş, kökenlerini çıkarmıştır.

Asıl sorular şunlar:

Madem başkasının inandığına inanmak istemeyip, hristiyanları katlediyorsunuz da; niye kendiniz aynı mitolojiden besleniyorsunuz?

Câhiliye Devri Araplar madem, İslâm tarzı yaşıyorlardı da; İslâmın sadece adı konunca niye “Cehalet Devri” (Câhiliye Devri) oldu?

Kimse, Câhiliye Devri Araplarının, oruç tuttuğuna itiraz etmiyor. Gerçi Muhammed’de o toplumda, Câhiliye Devri’nin hükümlerini yerine getiriyordu. Muhammed’de mi cahil?

Muhammed, Câhiliye Devri’nde oruç tutuyor:

“Arapların bazılarının yahudi ve hıristiyanlardan etkilenerek oruç tuttukları bilinmektedir. Buoruç, yeme, içme ve cinsel davranışlardan uzak kalma veya hiç konuşmama şeklinde olurdu.Ayrıca aşure günü de oruç tutulduğu bilinmektedir. Bu konuda Hz. Ayşe’nin şöyle bir rivayetivardır: Aşure, Kureyş’in câhiliye devrinde oruç tuttuğu bir gündü.” (2)

Burada 2 konu dikkatimizi çekiyor:

Birincisi: Arapların, yahudilerden ve hristiyanlardan etkilenerek oruç tutması. Çünkü Yahudiler ve Hristiyanlar orada onların içerisinde yaşıyorlardı ve onlarda oruç tutuyorlardı. Sabiîlerde vardı, bunlarda Oruç tutuyorlardı. Arapların bunlardan etkilenmemesi mümkün değil. Aslında Câhiliye Devri’nin âdetleri bunlardan etkilenerek oluştuysa, islâm da aslında karma dinlerin bir sonucudur.

İkincisi: Muhammed, Câhiliye Devri’nde oruç tutuyor. Ama ne zaman? Aşûre günü. Hâlâ daha vardır Aşûre günü islâm’da, Nuh’la ilişkilendirilir. Muhammed, İslâm geldikten sonra; fikir değişikliği yapıp (Recep ayından, 2 ay Sonra’ya), Oruç’u Ramazan Ay’ında tutmaya başlıyor.

Yani böylelikle Ramazan Ay’ı çıkıyor.

Ne kadar büyük bir âlimlik, bunu düşünmese idi, Arap toplumu hep cahildi, gülünç!

Sabiîler hakkında şu bilgiyi vermeden geçemeyceğim:

“Yüce varlık ve yaratıcı güç gibi temel inançları olan Sâbiîler, kendilerine özel duaları ve kutsalgünleri, bayramları olan ve oruç, kurban gibi dini ritüellere sahip bir topluluktu.” (3)

Câhiliye Arapları, Recep ayı’nda oruç tutarlardı. Gerçi İslâm’da Receb ay’ında hâlâ oruç tutulması tasvip edilmektedir. Aynı gelenek hâlâ yerli yerinde sürdürülmektedir.

Kulak verin: “Haram aylar olan Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarınınperşembe, Cuma ve Cumartesi günlerinde ve Zilhicce’nin ilk dokuzgününde tutulacak oruçlar müstehaptır.” (4)

Muhammed Peygamberde bu oruçları tutardı, Hz. Âişe’den örnek verdik. Fakat kaynaklar bunlarla tabiî ki sınırlı değil. Kaynaklarda, Câhiliye Devri öncesi Muhammed, oruç tutardı vs. Diğer ibâdetleri yerine getirirdi. İslâm gökten indikten sonrada böyleydi.

Ümit Savaş, bu konu da güzel bir tespit yapıp, anlatmış:

“PaganArapları da otuz gün boyunca oruç tutmakta ve oruç tutulan bu aya da”ramazan ayı” demekteydiler. Ramazan, Arap Paganist literatürde zaten”çok sıcak” anlamına gelen “ramiza” dan türeme bir kelimedir.

“Çoksıcak” anlamına gelmesinin nedeni de, Pagan Arapları’nda güneştakviminin kullanılmış olması sebebiyle, ramazanın her yıl hep Temmuzve Ağustos aylarına denk gelmiş olmasıdır.

Ramazan ve oruç geleneğiİslamiyet tarafından paganlardan devralınıp aynen devam ettirilmiş,sadece zamanlaması ay takvimine göre belirlenmiştir. Eh bu kadarcık birfark da olsun artık, yoksa ortada İslamiyet adına hiçbir şey kalmayacaktır. “ (5)

Arap toplumunda, oruç tutanlar kimmiş:

- Sabiîler,

- Hristiyanlar ve Yahudiler,

- Pagan Araplar. (Câhiliye Devri Arapları)

Madem İslâm’da Oruç’un kökenine inince bunlar karşımıza çıkıyor, fakat bunlarında kökeni var. Anadolu Mitolojisi, Mısır Mitolojisi, İran Mitolojisi.. Sürüp gidiyor. Yunan Mitolojisi de katmak gerekir.

Sümerliler de oruç tutardı, Yunanlılarda, Mısırlılarda, Zerdüştlerde, Budizmde. Ve bu tüm inançlar, 4 ibrâhimî dinden önce vardı. Fakat Yahudiler, tevrâta bu inançların ögelerini aldılar. Almakla kalmadılar, etkilendikçe etkilendiler, yeni şeyler eklediler. Kendi millî dinlerini vücuda geçirdiler. Sonrasında bir çok ibrahîmî din doğdu ve öldü, yaşadı.

Bunlardan en bilineni: Yahudilik, Hristiyanlık, İslâm. Ayrıca Tevrât’ın tek kaynak olduğu sav’ı da yanlış düşmesin hemen, çünkü binlerce yıldır yaşayan Anadolu toplumları birbirlerinden etkilendiler, Araplarda aynı şekilde bu toplumlardan etkilendiler, isrâil toplumu Anadolu toplumlarına en yakın toplumdu. Bu yüzden ana kaynak o olmuştur. Fakat bunla sınırlı kalmamış islâm bir çok şeyi bünyesinde barındırmış ve etkilenmiştir.

Orucun serüveni de, kısaca böyleydi.

Çünkü ben daha anlatıyım her şey ortada iken?

Anadolu-Doğu Mitolojilerinden, Tevrâta, Tevrattan İbrahîmi dinlerine etki ettiğini söyledim. Bunun daha köküne nasıl inebiliriz?

Zaten araştırma yaptığınızda: Yunan, Sümer, Mısır, Budizm’de orucu göreceksiniz. O yüzden onların fazla detayına inmedim.

NOTLAR:

(1) https://islamansiklopedisi.org.tr/oruc

(2) Buharı, Sahih, II, 226, 250, Müslim, Sahih, il, 792; E.Davud, Sünen, 11, 817; Tirmizi, Sünen, il, 127; İmam Malik, Muvatta, I, 299; A.b.Hanbel, Müsned, VI, 29.

(3) Abdurrahman Okuyan — Arap Yarımadası’nda İslâm Öncesi Dinî Yapı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 108, İlâhiyat, 1/2008. s. 1–28.

(4) Âli Osman Ateş — İslâm’a Göre Cahiliye ve Ehl-i Kitab Örf ve Âdetleri, Beyan Yay., s. 111.

(5) Ümit Savaş — Araf’ta Kalanlar, Evrim Yayınları, s. 494.

KAYNAKLAR:

Harun Öğmüş — Cahiliyye Döneminde Araplar, İz Yayınları.

İsrafil BALCI — Peygamberlik Öncesi Hz. Muhammed, Ankara Okulu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA

  Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA Diyeceksiniz ki: “ Ama insanlar ölüyor, yazık değil mi! Ne acımasızsın! ” falan filan.. Hayır efendim, hayır! Elbette çocukların ölmesine üzülüyorum, bende bir insanım lâkin FKÖ’nün eğittiği PKK’nın kaç Türk çocuğunun canını aldığını ez mi geçiceğiz? Burada Suriye’nin PKK’ya verdiği desteği yazmayacağım çünkü zâten blogu’mda “ Sosyalist Bedevî: Esad ailesi, atalarının izinde ” diye bir yazı yazıp detaylıca anlatmıştım. Ayrıca FKÖ’nün kurucularından ve Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas hakkında da burada bahsetmeyeceğiz. Çünkü daha önce bahsetmiştik, bakınız: “ Solcu bir Bedevî: Mahmud Abbas ” Gelgelelim, Filistin ve PKK ilişkilerine, şöyle anlatayım: PKK, Suriye-Filistin-Lübnan kampların’da eğitim görmüştü. PKK, Suriye Hükûmeti tarafından Bekaa Vadisi’ne yerleştirilmişti. Burada yetişmişler burada militanlaşmışlardı. Bizzat büyük Türkiye dostu (!) Yaser Arafat tarafından desteklenmişlerdi. (1) İsrail’e karşı operasyonlar da kullanılmışla...

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır...

Kürtler ve Medler

KÜRTLER VE MEDLER Kürt Tarihçilerin çoğu kendini Medlere dayandırır. Kürt dilinin gelişmesinde Medlerin rol oynadığını söylerler. (Minorsky - Kürtler, İslam Ansiklopedisi, VI. cilt, s. 1089-1114) Ve Medlerin torunlarıdır. (Amir Hassanpour - Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil; s. 120.) » Kürtlerin tek kurduğu ulusal devlet olarak Medler İmparatorluğunu kabul ederler. (Wadie Jwaideh - Kürt Miliyetçiliğinin Tarihi , Kökenleri ve Gelişimi, s. 17.) » Ve bazı Kürt Tarihçilerde şöyle savunur: “bütün tarih boyunca Medleri Kürtlerden ayrı gösterecek bir hadise bulamazsınız.." (Zinnar Silopi - Doza Kurdistan; s. 9.) » Medler proto-Kürt’tür. (Philip Kreyenbroek & Christine Allison - Kürt Kimliği ve Kültürü, s. 25.) » “Dolaylı değil doğrudan Kürtlerin Medlerle bağlantıları vardır.” (Ali Hüseyin Kerim - Balkan Yarımadasında Kürtler, s. 49.) Medlerin İmparatorluğunu yıkan, Perslerdi. (William Aegleton - Mehabad Kürt Cumhuriyeti; s. 18.) Ve şunu söylemektedirler: Medler yıkıldık...