Ana içeriğe atla

Türk Devletlerinin Kurtuluş Savaşına Yardımları

Türk Devletlerinin Kurtuluş Savaşına Yardımları

Esenlikler.

Kurtuluş Savaşı’nda herkes, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye yardımını bilir. Rusya’nın yardımlarını, solcular iftiharla bahsederler.

İslâmcılar ise Hindistan Müslümanlarının yardımlarından söz ederler ki, Cumhuriyet kurulduktan sonra para gelmiştir. Yani Kurtuluş Savaşında değil!

Sonra “Afganistan bize yardım etti” diye söylemler çıkmaya başladı. Afganistan’ın Türkiye’ye yardım yapmak değil, daha çok Türkiye’den destek aldığı biliniyor. Türkiye, Afganistan’a doktor ve subay gönderiyor.

Öğretmen gönderiyor. Para gönderiyor, destek veriyor. Afganistan’ın zaten o zaman bize para yollayabilmesi söz konusu değil zate nBunların detaylarını burada anlatmayacağım, çünkü konumuz değil. Afganistan’a yardımlarımız.

Sovyetler Birliği yardım etti mi? Tabiî ki etti. Maddi, siyasî, ekonomik ve diplomasi yönünden Türkiye’ye destek çıkmıştır.

Sovyet, Hindistan hattâ Afganların bile yardımından söz edilirken, niçin Türklerin yardımından söz edilmez?

***

Buhara-Harezm Cumhuriyeti’nin (Özbekistan) Yardımları

Kurtuluş Savaşı’nda 59 milyon yolladı. Sovyetler Birliği sadece 10 milyon rubleyi Türkiye’ye verdi.

Buhara’nın gönderdiği paraları şöyle sıralarsak:

Kaynak: Nurettin Doygun, Ulusal Bağımsızlık Mücadelesinde Sovyetler Birliği ve Yardımları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İ. Ü., Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1999, s. 46.

Buhara’nın Türkiye’ye yardımı, Sovyetler tarafından gaspa uğradığı söylenir. Bir çok para rivâyetine karşılık, Sovyetlerin paraya el koyduğu ve bir kısmını gönderdiği biliniyor.

O bir kısmını da Neriman Nerimanov sayesinde gönderdikleri rivâyet edilir.

Sovyetler Birliğinin, gönderdiği yardımlar ve silâhların, Buhara Cumhuriyeti’nin hazinesinden çıktığı ve Rusların aldığı ödemelerinin sadece bir kısmını Türklere gönderdiği söylenir.

Niye söylenir diyorum, çünkü henüz bir belge yok. Fakat Buhara Cumhuriyeti’nin büyük miktarda yardım yaptığı açıkça bellidir.

Buhara Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Osman Kocaoğlu’nun Lenin ile görüştüğü ve Türkiye’ye yardım için 100 milyon altın ruble’nin Rus hazinesine teslim ettiği söylenmektedir.

Osman Kocaoğlu şöyle anlatıyor: “Sovyet Rusya büyükleri ve Lenin ile temasta bulunmak üzere Moskova’ya gitmiştim. Bizden bir süre önce Temmuz ayı ortalarında Türkiye’den de Bekir Sami Bey başkanlığında bir kurul ulusal hükümet için yardım konusunu görüşmeye gelmişti. …kendisiyle görüştüğüm gün, Lenin, önem verdiğini hissettirdiği Türkiye’den söz açarak, ‘Ankara’dan bir kurul geldi acele yardım istiyor; bu hususta sizin fikriniz nedir’ dedi. Hiç tereddüt etmeden: Elbette yardım etmek gerek ve vakit geçirmeden yapılmalıdır, deyişim üzerine bu işe zaten kararlı olduklarını, fakat bazı zorluklarla karşılaştıklarını belirten bir ifadeyle, ‘yardım problemi için bizi düşündüren iki zorluk vardı. Birisi, Türklerin istedikleri altın para bizde azdı’ deyince sözünü kestim, bizde altın para var verebiliriz, dedim. Lenin sevindi. ‘Diğer zorluk, yol problemidir. Çünkü Türklere yalnız para değil, cephane ve savaş gereçleri ve silah da vermemiz gerekiyor.’…Buhara’ya döndüm. Durumu meclise aktardım. Meclis itirazsız 100 milyon altın rublenin gönderilmesini onayladı. Süre kaybetmeden formaliteleri tamamlattım ve rubleleri derhal Ankara’ya yetiştirmek üzere Rus hazinesine teslim ettik.

Yani, Sovyetler Birliğini’nin gönderdiği silâhların paralarını bile Buhara Cumhuriyeti’nin gönderdiği paradan temin edilmiştir. Tabiî ki paranın miktarı tartışılsa da, Buhara Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye yardım için 59 milyon ruble gönderdiği bellidir.

Azerbaycan’ın Yardımları

Atatürk, 3 Mayıs 1920'de Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya yazdığı bir mektupta, “Şu anda devlette bir kuruş para kalmadı. İçeride devlette para bulabileceğimiz bir kaynak da yok. Başka kaynaklardan para buluncaya kadar Azerbaycan hükümetinden en yüksek miktarda borç para almamız için gerekeni yapmanızı rica ederim” demiş, Karabekir Paşa da gereğini yapıp Azerbaycan’dan borç para istemiştir. (1)

Mustafa Kemal Atatürk, 1921 yılında düştüğü maddi kıtlık yüzünden, Azerbaycan’dan yardım istemiştir. Nerimanov mektuba olumlu yanıt vererek,mecliste karşı çıkılmasına rağmen Türkiye’ye para göndermiştir.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Neriman Nerimanov 23 Mart 1921 tarihli mektubunda Atatürk’e şöyle cevap vermiştir:

Paşam! Türk milletinde bir anane vardır; kardeş kardeşe borç vermez, kardeş her durumda kardeşin elinden tutar.

Biz kardeş halklarız. Her zaman ve her şartta birbirimizin elinden tutacağız. Bugün yaptığımız bir kardeşin yaptığından başka bir şey değildir.

Nerimanav’un özel emri ile Azerbaycan hükümeti “Kardeş Türk halkına, yürüttüğü bağımsızlık savaşı müddetince her ay 62 sistern ve 3 vagon kerosin göndermeyi” taahhüt etmiştir. (2)

1921'nin Mayıs ayı içinde Azerbaycan Dışişleri Komiseri M.D. Hüseyinov, Türkiye’ye gönderdiği bir telgrafta, “Bundan sonra Azerbaycan Hükümeti kardeş Türk halkına yürüttüğü bağımsızlık savaşı müddetince Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde hayatlarını kaybetmiş askerlerin yetim çocukların barınacağı sığınaklar (yetimhane) için her ay 62 vagon petrol ve 3 vagon gaz yağı göndermeyi taahhüt ediyor.” diyordu..

Azerbeycan’ın gönderdiği yardımlar listeli:

  1. Mayıs 1921 ile Ağustos 1 922 arasında ayda 62 sistem petrol.
  2. 1922'de 9 bin tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin.
  3. 1921'de 500 kilo altın, (TBMM, bunun 200 kilosunu bütçeye ayırmış, 300 kilosuyla silah ve mühimmat almıştır).
  4. 1921'de 30 sistem petrol, 2 sistem benzin ve 8 sistem yağı.

Dahası var mı elbette var! Neriman Nerimanov’un ve Azerbaycan devlet adamlarının Türk Kurtuluş Savaşı’ndaki maddi ve manevi destekleri ve TBMM’nin açılmasından tutun, İnönü ve Sakarya, Büyük Taarruz muharebelerinin kazanılmasını bile sanki kendi savaşları gibi benimseyip, sevinen Azerbaycan’ı anlatmak kolay mıdır bu yazı da?

Kıbrıs Türkleri’nin Yardımları

Kıbrıs Türkleri, Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye’ye; maddi ve manevi destek olmakla beraber, Kıbrıs medyasında “Kurtuluş Savaşı” büyük derin yankı uyandırmış ve destek olmak için asker göndermişlerdir.

Kurtuluş Savaşı’ndaki her detayı takip eden Kıbrıs Türkleri, Türkler Anadolu’da zafer kazandıkça sevinç şenlikleri düzenlemekte birlikte, dûâ okumakta, Türk ordusunu için camiilerde mevlid okutturmuşlardır.

Kıbrıs Türk toplum liderliği ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcılığı yapacak olan Dr. Fazıl Küçük lise öğrencisi olduğu o günü şöyle anlatır:

“Toplantının öncülüğünü yapan bazı arkadaşlar tutuklanmış ve ifadeleri alınmıştı. Fakat bunlar bizi yıldırmadı. 9 Eylül 1922 Kıbrıs Türklerinin örgütlenmeye başladığı ve sömürge yönetimine baş kaldırdığı gün oldu. (…) 9 Eylül’deki toplantı sona ererken, oradaki halk bundan sonra Atatürk tarafından gerçekleştirilecek her şeyin desteklenmesini, alınacak kararların uygulanmasını ve başarıyla sonuçlanan hareketlerin kutlanmasını kararlaştırmıştı.

İzmir’in kurtuluşundan sonra Ada’ya gizlice Türk bayrağı ve Atatürk’ün resimlerini getirmeye başlamıştık. Türkiye Cumhuriyeti kuruluncaya kadar resim ve bayrakları hiç bir yere asamadık. Ancak gizlice yürütülen bu faaliyetleri sömürge yönetimi öğrenmişti. İngiliz Valisi bugün hayatta olmayan bazı arkadaşlarımızı çağırmış ve şu itirafta bulunmuştu: ‘Mustafa Kemal savaş kazanıyor, Türkiye’de halk zafer sevinciyle coşuyor ve şenlikler düzenleniyor. Buna bir diyeceğimiz yok. Fakat sizlere ne oluyor? Mustafa Kemal’in ne yüzünü gördünüz, ne de sesini duydunuz. Buna rağmen sokaklara dökülüp onun zaferlerini kutluyorsunuz. Hayret doğrusu!..”

Kırgızların Yardımı

2000 Kırgız, Kurtuluş Savaşı’na destek olmak maksadıyla Türk ordusuna katılmışlardır. Bundan başka bir bilgi yoktur.

Türk dünyası liderlerinin Kurtuluş Savaşı takibi (Tataristan, Türkistan Cumhuriyetleri)

Kurtuluş Savaşı’nı, Sultangaliyev, Turar Rıskulov yakından takip ediyorlardı. Öyle ki Mirsaid Sultangaliyev, kendi yazılarında, Türklerin katledilmelerinden,

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna dek takip ettiğini, katliâmlara ne kadar üzüldüğünü ve Türkiye’nin Avrupa’nın sömürgesi olmadığına nasıl sevindiğini ve Atatürk’e olan hayranlığını anlatıyor.

Galiyev, bizzat Kurtuluş Savaşı’nda siyasî rol oynamış, Nerimanov’dan sonra Türkiye’ye olan yardımlarda büyük katkısı olmuştur. Lenin, Atatürk hakkında bilgi edinirken, Galiyev’e Atatürk’ü sormuş ve Galiyev’de olumlu yanıt vermiştir.

Fransızlar işgal güçleriyle Kilikya, Maraş ve Urfa’yı aldı. Kilikya ve İzmir’in işgali sırasında Fransızların onayıyla Ermeni ve Yunanlılar [Rumlar] tarafından Türk katliamı yapıldı.” (Son Zamanlarda Türkiye’deki Durum- 16–23 Mayıs 1920).

Avrupalı hükümdarlara Türkiye’yi sindirmek kısmet olmadı, olamayacaktır da… Türkiye yalnızca kendisi yaşamakla yetinmeyecek, Avrupa tarafından zorla kapatılmış olan kendi eski parçalarına ve geri kalan tüm Orta Doğu’ya hayat verecektir.

Mustafa Kemal’e ümit bağlıyorum..” (OdaTV, 20 Aralık 2017)

Turar Rıskulov hakkında geniş bir bilgi edinemezsekte, onun da Kurtuluş Savaşı’nı takip ettiğini biliyoruz. Manevi destek verdiğini ve Atatürk’e olan hayranlığını da aynı derece de konuşmalarından biliyoruz.

Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur sözünün en somut kanıtı..

NOTLAR:

(1) Kazım Karabekir, İstiklal Harbimiz, C 3, İstanbul, 1991, s. 238. (Aktaran M. Sinan)

(2) Meydan, Panzehir, s. 334. Adıgüzel, Neriman Nerimanov, s. 313.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA

  Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA Diyeceksiniz ki: “ Ama insanlar ölüyor, yazık değil mi! Ne acımasızsın! ” falan filan.. Hayır efendim, hayır! Elbette çocukların ölmesine üzülüyorum, bende bir insanım lâkin FKÖ’nün eğittiği PKK’nın kaç Türk çocuğunun canını aldığını ez mi geçiceğiz? Burada Suriye’nin PKK’ya verdiği desteği yazmayacağım çünkü zâten blogu’mda “ Sosyalist Bedevî: Esad ailesi, atalarının izinde ” diye bir yazı yazıp detaylıca anlatmıştım. Ayrıca FKÖ’nün kurucularından ve Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas hakkında da burada bahsetmeyeceğiz. Çünkü daha önce bahsetmiştik, bakınız: “ Solcu bir Bedevî: Mahmud Abbas ” Gelgelelim, Filistin ve PKK ilişkilerine, şöyle anlatayım: PKK, Suriye-Filistin-Lübnan kampların’da eğitim görmüştü. PKK, Suriye Hükûmeti tarafından Bekaa Vadisi’ne yerleştirilmişti. Burada yetişmişler burada militanlaşmışlardı. Bizzat büyük Türkiye dostu (!) Yaser Arafat tarafından desteklenmişlerdi. (1) İsrail’e karşı operasyonlar da kullanılmışla...

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır...

Kürtler ve Medler

KÜRTLER VE MEDLER Kürt Tarihçilerin çoğu kendini Medlere dayandırır. Kürt dilinin gelişmesinde Medlerin rol oynadığını söylerler. (Minorsky - Kürtler, İslam Ansiklopedisi, VI. cilt, s. 1089-1114) Ve Medlerin torunlarıdır. (Amir Hassanpour - Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil; s. 120.) » Kürtlerin tek kurduğu ulusal devlet olarak Medler İmparatorluğunu kabul ederler. (Wadie Jwaideh - Kürt Miliyetçiliğinin Tarihi , Kökenleri ve Gelişimi, s. 17.) » Ve bazı Kürt Tarihçilerde şöyle savunur: “bütün tarih boyunca Medleri Kürtlerden ayrı gösterecek bir hadise bulamazsınız.." (Zinnar Silopi - Doza Kurdistan; s. 9.) » Medler proto-Kürt’tür. (Philip Kreyenbroek & Christine Allison - Kürt Kimliği ve Kültürü, s. 25.) » “Dolaylı değil doğrudan Kürtlerin Medlerle bağlantıları vardır.” (Ali Hüseyin Kerim - Balkan Yarımadasında Kürtler, s. 49.) Medlerin İmparatorluğunu yıkan, Perslerdi. (William Aegleton - Mehabad Kürt Cumhuriyeti; s. 18.) Ve şunu söylemektedirler: Medler yıkıldık...