Ekmek, 15 TL.
Ekmek, belki de tüm kültürlerdeki en önemli besin kaynağı. Sofraların vazgeçilmezi. Farklı kültürleri temsil eden, ekmek çeşitleri..
Ekmek, hele ki bizim kültürümüzde çok sevilen bir şey.
Ama konu bu değil.
Ekmek 15 TL oldu.
Ali Erbaş, yazdığı kitapta “Ekmek doyurucu bir besindir” diyordu fakat bakıyoruz ki, 15 TL oldu.
Ramazan Günlükleri’nin birinci cildinde şöyle diyor: “Tarih boyunca insanoğlunun en çok ürettiği ve tükettiği gıda ürünü olan ekmek, temel besin kaynaklarından biridir. Doyurucu ve ekonomik olması nedeniyle vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük besin değerlerinin birçoğu ekmekten karşılanmaktadır. Örneğin, günlük enerjimizin ortalama % 44’ü sadece ekmekten, % 58’i ise ekmek ve diğer tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır.” (s. 94.)
Fakat artık ekmek yemek bile lüks hale geldi. Artan ekonomik enflasyon ve her şeyin pahalı olması cabası.
Ben bir ekonomist değilim. Ama yaşam şartları gösteriyor ki, bir asgari ücretlinin geçinmesi çok zor. Hani derler ya “Karın tokluğuna çalışıyoruz” diye, artık karnını bile doyuramıyorsun çalıştığın hâlde, düşünün 22 bin alan biri kirası yok diyelim nasıl doyacak?
Kirası yokta diğer şeyleri aldıktan ve karşıladıktan sonra yine eline ne kalacak?
Kiracıyı düşünün bir de, kiracı olan asgari ücretli, ne yiyecek ne içecek?
Tamam, Cumhurbaşkanı enflasyon düşsün, “rakamlar artmasın diye yaptım” ben diyor lâkin ev sahibi yeni yıl zammını yapmaktan geri kalmıyor ya da bakkalcı, marketçi, fırıncı, doğalgaz, elektrik, su, telekomlar “rakamlar artmasın diye, biz zam yapmıyoruz” demiyorlar.
Bu insanlar haklı değiller mi? O kadar çalışıyorlar, afedersiniz kıçlarından ter akıyor, o parayı kazanana kadar neler çekiyorlar. Nelere maruz kalıyorlar, hayatları robot gibi geçiyor ama karınları doymuyor, bir şey alamıyorlar.
Bu ne demek? Mısır kölelerine bile böyle zulüm yapılmamıştı!
Bizler, hakkımızı savununca terörist, fetöcü, komünist olmuyoruz. Bu bizim hakkımız zâten.
Biz vatanı savununca ülkücü yok bilmem ne olmuyoruz çünkü bizim hakkımız zâten.
Mensup olduğumuz dinî savununca dinci olmuyoruz sadece hakkımız olanı savunuyoruz.
Irkımızı savununca millîyetçi olmuyoruz çünkü yaratılışımızın gereği bu.
Evimizi savununca gaddar olmuyoruz çünkü bizim evimiz.
İşte bizim işimiz, biz çalışıyoruz, bizden ter akıyor, biz yoruluyoruz, bizim her yerimiz ağrıyor, biz aşağılıyoruz, en zor işleri biz yapıyoruz, eve gidince ailemizle sevdiğimizle bile konuşamayıp yorgunluktan uyuyoruz ama vatanın ekmeğiymiş!
Bide hakkımız olan parayı alamıyoruz. Bu nasıl bir gaddarlıktır? Nasıl bir zihniyettir ki, etimizi kemiğimizi bir vampir gibi sömürüpte ses çıkarınca bizi yok etmeye yeltenirler de biz bir şey demeyiz? Yoksa vampirlerin boyunduruğu altında mıyız?
Yorumlar
Yorum Gönder