Türk Milliyetçiliği, her milliyetçilik gibi doğdu fakat geç doğmuştu. Osmanlının son dönemlerin de Türk aşağılanıyordu. Devlet adamları Türk Tarihiyle ilgili kitaplar yazılmasını istemiyor, Türkolog Necip Asım ve Veled Çelebi İzbudak'ı hedef olarak gösteriyorlardı. Türklük hoş görülmüyordu. Bu gün bile aynı ortam hakim değil midir? Neymiş "Osmanlıyı yıkan Türkçülük"müş! Her neyse konumuz bu değil. En çok Türkçülüğe muhalefet eden II.Abdülhamid ve Enver paşa idi. Öyle ki:
"Türkiye'nin idaresi Türklük hissiyatından tamamen mahrum olan Abdülhamid'in elinde vehürriyet-i fikir, hürriyet-i kelâm kat'iyyen memnû olduğu için Kırım'ın bu sadâsı Türkiye'de aks-i tesir yapamadı. O vaktin Türkçüleri: Necib Âsim Bey, Şair Mehmed Emin Bey, Ahmed Midhat Efendi, Ahmed Hikmet Bey ve diğerleri Türkçülükhareketini memlekette tamim edemediler." - Ayaz İshakî (Türk Yurdu Dergisi, sayı: 174-13, 1925-26, s.36.)
Enver Paşa ilk Türkçü parti olan "Milli Meşrutiyet Fırkası"na karşı muhalefet etmiş ve partinin, yayın organı olan gazeteyi de kapatmaktan geri kaçınmamış, partinin kurucu üyelerini de sürgün etmiştir. II.Abdülhamid ise Arap Endülüs tarihini öğretilmesi için çaba göstermiş, Macar Türkologu Vambery "Türk Tarihi" hakkında Konferans vermek için geldiğin de II.Abdülhamid tarafından rededilmiştir..
Onun harici: Ali Suavi, Şinasi Paşa ve Ziya Paşa, Ahmet Vefik Paşa, Ahmet Midhat Paşa, Ahmet Cevdet Paşa vesaire gibi Türk Bilimciler, Milliyetçiliğe katkı da bulundular. Şıpka Kahramanı Süleyman Hüsnü Paşa, Milli Eğitim bakanı olduğun da "Türk tarihi"ni müfredata koymuştur. Asıl önemli atılımlar Cumhuriyet döneminde gerçekleşecektir.
Türk adı ise köylüler için "Anlayışsız, kaba" anlamında kullanırdı. "Eşşek Türk" deyimi de ünlüdür. "Türk" adını da Osmanlıca da yazılamazdı zaten, "trk" olarak yazılırdı. Bu durumu düzeltmek için Veled çelebi Türk adının başına ya da yanına "vav" koyduğu için "vavlı Türk" olarak anılmasına sebep olmuş ve Arap-Osmanlılar tarafından dalga geçilmiştir.
Osmanlının "Türk" adına ve Türk Milliyetçiliğine karşı görüşleri hakkında bir çok belge ve hatıra mevcuttur.
"Tarihi Alem" Süleyman Hüsnü Paşa tarafından yazılmış Türk Tarihi hakkında bir eserdir, fakat II.Abdülhamid tarafından yasaklanmıştır, bakınız:
"«Tarih-i Alem» ll. Abdülhamid devrindeyasak kitaplardan sayıldığı için, mevcut nüshaları HarbiyeMatbaası evrak mahzenine atılmış ve uzun müddet oradayatıp kalmıştır." (Yusuf Akçura, Yeni Türk Devletinin Öncüleri, sayfa 47.)
Büyük Türkçü İsmail Gaspıralı'nın "Tercüman" gazetesinin de geçmesine izin vermemiştir. Yusuf Akçura devam ediyor: "Abdülhamid devrinde, Türkçülük cereyanınakarşı hükümetin aldığı vaziyet-i Çelebi Efendi şöyle tespit ediyor: « ... Lisan bahisleri yasaktır» diye bir padişah emri çıktı; Türkçüler susturuldu. Ve artık Meşrutiyete kadar «Lisan bahisleri» gazetelerde görülmez oldu).» 1900 senesinde basılan Necib Asım Bey'in «Türk Tarihi»de,«Evliya Çelebi Seyahatnamesi» gibi bir han odasına hapsedildi." (Yusuf Akçura, Yeni Türk Devletinin Öncüleri, sayfa 113.)
Osmanlı da "Türk" adının serüveni çok eskiye dayanmaktadır. Tabii ki amacımız Osmanlının Türke bakış açışı değil. Türk Milliyetçiliğine ve Türk tarihine bakış açısıdır. Fakat genede "Türk"e direkt gelen hakaretleri de göz önünde bulundurmamız gerekir.
Burak Yabgu - Türkçülük, parça 2.
Yorumlar
Yorum Gönder