Akrabağa Evliliği ve Leviratüs Âdeti.
Belirli kaynaklara göze çarptığı üzere Hunlar, baba öldüğünde dul kalan üvey anne ya da yenge ile evlenebilirlerdi. Amaçları dul kalan kadınların baba ölünce başsız kalmamaları idi. Ve bu âdet hunlarda pek yaygın idi. (1) Ak Hunların kocası ölen kadının kayınbiraderlerinin ile evlenmesi gibi bir töre iddia eden Song Yun’dan bahsediyor.42 Ölen kardeşinin hanımıyla evlenme geleneğine Akhunlar leviratüs derlerdi.(2) Hükümdarlar arasında bile bu âdetin olduğu ve bu âdettin Anadolu’da bugün bile vardır.(3)
Fakat Türkler arasında akrabağa evliliği yok idi. Fakat İslâm “Hala’nın, amcanın, teyzenin, kızıyla evlenebilirsin helâldir!” diyen bir dine mensup olan cahil insanların bugünkü Türk Kültürü anlayacaklarını sanmam ki, zaten onlar bütün dünya Türklüğü anlasa, Türklüğe kastettmek isteyenler anlamayacaktır.
“Ey peygamber! Allah’ın sana gânimet olarak bağışladığı cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hîcret etmiş olanları, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka Müslümanlara değil de sadece sana mahsus üzere helâl kıldık.” (Azhab Sûresi, 50.Âyet)
Bugünkü çoğrafyada yaşayanlar ki, onlar teyzelerinin, amcalarının, halalarının kızlarını almakta idiler. Görüldüğü gibi, Türk Kültüründe; Üvey annesi ve yengesinle evlenebilir. Baba ve ağabeyisi ölünce, korumak için evlenilirdi.(4) bu âdet diğer boylarda pek yayılmamıştır. Hiç bir kan bağı olmayan, üvey annesiyle ve yengesinle evlendiğini kınamağa kalkanlar olursa bilin ki onlar Türk düşmanlarıdır! İslâm Kültürünün getirdiği bize saçmalığı ancak, İslâmı yok ettikten sonra âdettin mezârı dikilicektir. 1 Tuzak kuranların en hayırlısı âyeti kesinlikle palavradan ibarettir. Gel gelelim: Mısır Mitolosinde, İslâmın izleri.. Mısır Mitolojisiİslâmdan önce doğmuş ve şekillenmiştir. Mısır’ın hüküm Çok eşliliği Türk Kültüründe tanıdığımız büyük Han’lar arasında görebiliriz. Oğuz Yabgu’nun 3 eşi(5), Cengiz Han’ın 4 eşi var idi. Fakat Türklerde çok eşlilik olsada, tek eşli hayat sürmüşlerdir.(Not: Hunlarda birden fazla kadınla evlenme âdeti vardı.)
Gaston Richard, Mihailoftan aktararak diyor ki: “Kendi isteği ile ne siyasal başkan, ne derece ayrı kabul etmeyen bu eşitlikçi halkta kamuoyu birden çok kadınla evlenmeye uygun değildir. Türkmenler’de büyük bir çoğunluğun yalnız bir karısı vardır ve birden çok kadınla evlenmeyi asla uygun görmezler.”
Ziya Gökalp şöyle tamamlıyor: “Türk töresine göre kadın erkeğin tamamlayıcısı olduğundan ve bir erkeğin yalnız bir tamanlayıcısı olabileceğinden, bütün evlenmeler tek eş temeline dayalıydı." İslâm’da: “Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranmamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan ikişer, üçer ve dörder kadar evlenebilirsiniz..”(Nisa Sûresi, 3. Âyet.) diyor, bu âyet bugüne göre ters düşse bile Türkiye Müslümanlar için, eski Hun âdetlerine benziyor.
Fakat Hunlarda Hükümdarlarda yayılan birden fazla evlenme âdeti halk arasına yaygın olsaydı bile Türkler çok eşliliği kabul etmemişlerdir. Müslümanlar kabul etmiş onu benimsemiş, hattâ gittikleri her yerde onu yaygın hâle süregetirmişlerdir. Ziya Gökalp, Nihal Atsız’ın tanımıyla birlikte bu âdet olsa bile Müslümanlıkla bağdaşmazdı, onların bahsettiği çok eşlilik daha başka bir mertebeydi. Bu âdeti sadece Hükümdarlar arasında yaşanmış ve ölmüş olarak kabul etmeliyiz, edeceğiz ve etmiş bulunmaktayız.
Bu günkü sapıklar, Alevîlere ve Türklere iftira atmadan önce kendi namus kavramlarına baksınlar. Kendileri tecavüzcü, sapık, sübyancı hatta vatan hainleridir!
Bize Tarihî öğreten, Atatürk'ün ruhu şad olsun!
(1) Ahmet Taşağıl - Kök Teñgri’nin Çocukları; s.83.
Yorumlar
Yorum Gönder