İngiltere Sovyet Tehdidi Dolasıyla Yunanistandan Desteğini çekti!
"200 sene süren bir harpten sonra, Ruslarla anlaşmak fikri, Mustafa Kemal için ihtilâlci bir fikirdir."- Prof. Dr. Jäschke
İngiltere Sovyetler Birliğinin korkusuyla, yunanistandan desteğini çekmişti. Sovyetlerin bir çok yer de Türkiye'yi desteklemesini bu arada anlatmayacağım fakat İngilterenin, Yunanistandan resmî olarak desteğini çekmesi bir ingiliz diplomasi yenilgisidir.
Kemalist-Komünist ilişkisinden korkan İngiltere 1920'de Londra da yaptığı antlaşma da, Sovyetler birliğinin "Türkiye"ye destek vermemesini istemiştir. Antlaşmaya bunu madde olarak koyan İngiltere, Sovyetler Birliğinin bu maddeyi reddetmesi üzerine bu maddeyi kaldırmıştır. (1) Sovyetler Birliği, Türkiye hakkında ki, İngilterenin sunduğu her politik görüşü reddetmiştir. (2) Sovyetler Birliği ve Türkiye, İngilterenin başlıca düşmanıydı. (3) Aralık 1920'de Lord Curzon: "Bana kalırsa Türk-Bolşevik planını engel olacak her şeyi desteklemeleyiz." diyor. Çünkü Sovyet-Türkiye yakınlığı onlara göre; Türkiye'nin bağımsızlığı idi. 10 Kasım 1920'de Amiral de Robeck aynen şöyle demektedir: "Kemalist-Komünist başarısından sonra, Türk milliyetçileri Sevr Antlaşması'nı büsbütün kabûl etmeyeceklerdir."
Bolşevik dostu bir Türkiye bağımsızlığını elde edecektir. Sovyetler Birliği Türkiye'yi her yönden destekleyecek ona; para yardımı, askerî teçhizat yardımı ileri de diplomatik yardım edecektir. Cumhuriyet dönemin de ise yardımlarını sürdürecek, bir çok kuruluşun açılmasın da yardım edip; Türkiye'ye bir çok Sovyet iş adamı gelecektir. Çanakkale olayı ve Boğazlar konusunda da Sovyetler Birliği Türkiye'yi desteklemekten durmayacaktır.
Türkiye ise Çarlık Rusyasının ihtilâl ile çekildiği kafkaslar da bulunan ingiliz ordularına karşı Sovyetleri destekledi kafkaslar da komünist istilâsını kolaylaştırmak için (4) bizzat Kâzım Karabekir ilgilendi. Unutulmamalıdır ki, Sovyetler Birliği Çarlık Rusyasının, Türkiye hakkında ki tüm haklarından vazgeçmiştir. (5) Ayrıca Kâzım Karabekir, rütbe yıldızlarını aynı bolşevik askerlerî gibi koluna takmıştır. (6) Kâzım Karabekir abartacak ki: "Kur’an-ı Kerim fukaraya(geçinme kıtlığı), ameleye(işçi) ve sai-i gayrete(çalışma) müteallik ve bizce malum olabilen ne kadar Bolşevik prensipleri varsa hep ihtiva(içine alıyor) ediyor." diyor. (7) Türk-Sovyet yakınlığı dolasıyla, ingiltere zor durumda kalarak "Yunanistan"dan desteğini geri çektiğini resmî şekilde ilân etmişti. (8) Fakat bu resmî bir açıklama olsa da, İngiltere hâlâ, Yunanistan'a destek vermeye devam etti. Zaten İngiltere de bir işgâlciydi ve Yunan'ı Anadolu'ya savaş gemilerinle getirende ingiltereydi.
İngiltere bu ilişkiyi bozmak için neler yapmadı ki? Bunlar ayrı bir konudur. Fakat kısa olarak size bir kaç satır anlatıp burada bitirmek istiyorum.
İngiltere Kemalist-Komünist yakınlaşmasını hoş görmüyordu, fakat içerisin de bu yakınlaşmaya İngilterenin sebep olduğunu söyleyen Amiral Bristol gibi bir kaç komutan vardı. Bakınız:
"Bugünkü durumda, Türkler Bolşevik yardımını aramaya mahkum edilmiştir. Elde edebildiğim bilgiye göre, Türkler Bolşevikliğe sempati beslemiyor. Bolşeviklere katılmak istemiyorlar, arıcak Yunan ve Avrupa saldırganlığına karşı kendilerini korumak için son çare olarak Bolşevik yardımını anyorlar. Bolşeviklik, Türkiye'de yayılırsa sanıyorum bunun suçlulan başta Büyük Britanya ile Yunanistan, daha az derecede Fransa ve İtalya olacaktır." (9)
Bolşeviklerle, Kemalistlerin arasını açmak için; islâm propagandası yapan İngiltere kuklası yunanistanı kullanarak kendisini islâmın kurtarıcısı ilân etmiştir. En büyük desteği Teâlî-İslâm cemiyeti vermiştir. Yunan ordusunu hilafet ordusu olarak, Teâlî-İslâm cemiyeti ilân etmiştir. (10) Müftü Hilmi Efendi diye bir hoca da Edirne de câmiîlerden Yunan Ordusuna dûâ okumuş ve Venizelos'u Selimiye câmîisin den övgüler yağdırmıştır. Böylece Bolşeviklerin "din düşmanı olduğunu" ve kemâlistlerin de "bolşevik" olduğunu da dile getirip, kemâlizme karşı propaganda yürütmüşlerdir. Daha da ileri giderek, bolşevik düşmanlığını arttırmak için, ingiltere ve faransa ortaklaşa; sahte bolşevik cemiyetleri kurmuşlardır. (11)
NOTLAR:
(1) Erol Mütercimler - Bu Vatan Böyle Kurtuldu Onlar Bizim İçin Öldüler, s.261.
(2) A. Şemsutdinov - Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği İlişkileri, s. 39.
(3) Osman Okyar - Milli Mücadele Dönemi Türk - Sovyet İlişkilerinde Mustafa Kemal, s. 25.
(4) Şevket Süreyya Aydemir - Tek Adam, c.2, s. 368.
(5) Maarif Vekaleti, Tarih 4, s. 31.
(6) Sabahattin Selek - Anadolu İhtilâli; C:2, s. 616.
(7) Emel Akal - Milli Mücadelenin Başlangıcında Mustafa Kemal İttihat Terakki ve Bolşevizm, s.21.
(8) Türkler Ansiklopedisi, c. 20, s. 495.
(9) Orhan Duru - Türkiyenin Kurtuluş Yılları, s. 95.
(10) Şevket Süreyya Aydemir - Tek Adam,c.2, s. 273. & Yunus Nadi - Ankara'nın ilk Günleri, s. 117.
(11) Türk İstiklal harbi Cilt VI – İstiklal Harbinde Ayaklanmalar, s. 36.
Yorumlar
Yorum Gönder