Ana içeriğe atla

Yunan Mezalimi


Yunan Mezâlimi

Korkunç itiraf! Yunan İşgal Kumandanı "Katliâm ve yağmacılık yapıldı" dedi." - İstiklâl Harbi Gazatesi (18 Mayıs 1919 Pazar No:4)


Yunan Mezâlimi, 1.Balkan harbinden önceye kadar dayanan bu mezâlim ileri ki yıllar da, daha kuvvetlenerek Kurtuluş Savaşı'nda dozunu attırmıştır. Yunanlıların Türklere karşı yaptığı soykırım değil de nedir? 

Belgelere bakmamız yeterlidir.. Kendim yazmak yerine alıntılar yapmayı tercih ettim. Çünkü ben arşivleri bilmiyorum ve alıntı yaparak, yazarların emeğine saygı gösterdiğimi düşünüyorum.

Hani Atatürk ve Türk düşmanları diyor ya; "Türk Kurtuluş Savaşı önemsizdir diye!" herhâlde "Türk'ün hayatı önemsizdir" demek istiyorlar. Çünkü "Türk kurtuluş savaşı büyük değildir, demek" vatan hainliğidir.

Burada verilmeyen kaynaklar da vardır. "Arşiv belgelerine göre balkanlarda ve anadolu da yunan mezalimi Anadolu da yunan mezalimi" bir çok cildi bulunan bu eser, Yunan Mezâlimini baştan sona anlatan büyük bir eserdir. Eğer tam kaynaktan okumak isterseniz bu kaynağa başvurabilirsiniz.

"Türkler, en kuvvetli devirlerinde bile, hâkimiyetleri altına geçen Hıristiyanları hiçbir vakit, kitle halinde ne öldürmüştür ne de göç etmeye zorlamışlardır. Hatta din değiştirmeleri için baskı bile kullanmamışlardır. Eğer Türkler Bulgarlar ve diğer Balkan milletleri gibi hareket etselerdi, bugün bir Bulgar, bir Yunan, bir Sırp, hatta Romanya devlet ve milletinin mevcut olmaması lâzımdı." (1)

Yunanlıların zulümlerini bile doğrulayan; ABD, İngiliz, Fransız ve bir çok belge vardır.

12 Aralık 1919: Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a : "Yunanlılar Müslümanlara eziyetlere başladılar.." diyor ve "Yunanlılar İzmirde katliâm yapıyorlar.Sahife 142. Mr. Clemenceau bir heyet gönderip katliâmı tetkik ettiriyor. Bu heyet İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikanlardan kuruluyor." (2)


"Yunanlılar, 17 Haziran'da Menemen'de gerçekleştirdikleri katliâmda pek çok Türk'ü ve bu arada vatansever bir devlet memurunu olan, Menemen Kaymakamı Kemal Bey'i de öldürmüşlerdir." (3)

"Bizimkiler Türkleri camilere koyup yakıyorlardı. Bir evzon(Yunan Askerî), bir Türk kadını rahatsız etmiş. Yunan subayı örnek olsun diye O'nun öldürülmesini emretmiş. O'nu öldürdüler." (İ.Eksodos [Çıkış], Tomos [Cilt]: 1, s. 25-26.)


"Yunanlılar, önce gönüllüleri aldılar. Sonra savaşta

işe yarayabilecek hayvanlara el koydular." (4)

"Bunun akabinde zulüm, işkence, baskı ve sindirme hareketleri ortaya
çıkmıştır. Türkler her türlü bahaneyle tutuklanıp hapse atılmış, evlere
baskınlar düzenlenmiş, cami duvarlarına ve mihraplara haçlar çizilmiş, şehirde
sıkı yönetim ilan edilmiş ve sıkı yönetim mahkemeleri kurulmuştur.

Manisa'ya evzon taburu gelmiş ve bu taburun gelişinden
hemen sonra Türklerin silahlarını hemen teslim etmeleri istenmiştir. Hatta
evlerde silah araması yapılmış, bu amaç doğrultusunda iki çavuş, iki evzon eri
ve iki yerli Rum'dan oluşan postalar meydana getirilmiştir. Bu bahaneyle evlere
girilerek Türklere ait para, altın ve gümüşlere el konulmuştur. Türklerin
bulunduğu köylerden toplanan silahlar, Mihailli (İshak Çelebi)'de depo edilip,
sonra da Rum köylerine dağıtılmıştır."  (5)

"İzmir'in işgaliyle birlikte 56. Tümen subaylarının bir kısmı sebepsiz olarak Yunanlılar tarafından öldürülmüş ya da yaralanmış, küçük bir kısmı şehrin arkasından memleket gerisine, Aydın ve Manisa istikametine kaçmış, geri kalanlar da Yunan vapuru ile Mudanya'ya getirilip atılmışlardır." (6)

"1921 yılı Ocak ayında Rum ahalinin halini anlatan Pliziyotis'in bu satırlarını okurken, Anadolu ve Balkanlar'daki Türk ahalinin 19. yüzyıldan, özellikle de Balkan Savaşları'ndan itibaren yaşadıklarının farklı olmadığını söyleme ihtiyacı hissettik. Rusların desteğini alan Ermeniler doğu illerinde

Müslüman Türk ahaliye karşı büyük bir kıyım başlatmışlar, müttefiklerin teşvikiyle Anadolu ve Trakya'ya çıkan Yunanlılar Batı Anadolu illerini harabe yığını haline getirmişlerdir. Bu durum 1922 yılına kadar devam etmiş, Türkler Anadolu'nun başka bölgelerine göç etmek zorunda bırakılmış, pek çok katliam, tecavüz ve gasp vakasına maruz kalmışlardır." (7)


"Yunanlılar Turgutlu (Kasaba) ve Manisa'yı aynı gün içinde ateşe vermişler, ateş, yağma ve katliâm iki gün, iki gece devam etmiştir. Alaşehir bu yangınlardan payını en fazla alan şehir olmuş, on yerden ateşe verilmesinin ardından çıkan sert rüzgârın da etkisiyle, bir toz yığını hâlini almıştır. Türk Süvalerinin erken yetişmesiyle, Uşak az hasarla kurtulmuş ancak yine de bağlar, evler yanmıştır.." (8)

"Yüksek Konsey'in 2 Mayıs 1919, 11:00'daki toplantısında Lloyd George, Atina'daki Kurtarılmamış Helenler Merkez Komitesi'nden aldığı bir mesajı iletmiştir. Mesajda, Türklerin özellikle İzmir bölgesinde bir dış güç, yani İtanyan tarafından tahrik edilerek, zulüm ve katliâm siyasetini sürdükleri söyleniyor ve askerî kuvvet gönderilmesi isteniyordu. Lloyd George Venizelos'la diyaolog kurduğunda, Yunan Başbakanı İtalyanların Türkleri tahrik etmekte oldukları ve aralarında anlaştıklarının şüphesiz olduğunu söylemişti." (9)

"Tek suçları yalnızca feslerini başlarından çıkarmayıp "Yaşasın Venizelos" dememek olan pek çok Türk öldürüldü" (10)

"Bize gelen güvenilir bilgilere bakılırsa, son yenilgiden sonra aceleyle Bursa yönünde kaçarken Yunan birliklerinin elinden hiçbişey kurtulmamış, düşmanlarımız, geçtikleri her yerde köyleri ateşe vermişler, Müslüman kadın ve kızların ırzına geçmişler, yağma, hırsızlık ve katliâm yapmışlardır." (11)

"Bozdağ, Gölcek ve Tekiye köylerinden başka,Yunanlılar Ödemiş kazasında 5 köyü daha yakmışlardır. İki binden fazla İslâm ahali ölümden kurtulmak için mallarını, mülklerini bırakarak kaçmışlardır.

Salihli'ye son derece güç koşullarda erişmişlerdir ve şimdi zor durumdadırlar. Yunanlılar saldırılarını bütün cephe boyunca sürdürmüşlerdir. Buralara yakın köyleri dehşet içinde bırakmışlardır.

Salihli'ye son derece güç koşullarda erişmişlerdir ve şimdi zor durumdadırlar. Yunanlılar saldırılarını bütün cephe boyunca sürdürmüşlerdir. Buralara yakın köyleri dehşet içinde bırakmışlardır." (12)


"Yunan birlikleri İzmit'te Türk köylerini yakmıştır. Bir savaş gemimiz yanmakta olan 15 köy görmüştür." - Bristol (3 Temmuz 1921)

"Bu işkenceleri görmek ve hatta işitmek bile en soğuk kanlı insanın bile tüylerini ürpertecek derecede korkunçtur. Yunanlılar işgal ettikleri her yerde halkın mallarını gasp ve yağma ettikleri gibi, sahiplerini de kendilerinin icat ettiği işkencelerle öldürüyorlardı. Bu zulümleri aşağıdaki şekliyle maddelemek mümkündür: 1- İnsanları diri diri ateşe atmak, 2- Ahaliyi topluca veya teker teker sopa ile, telefon telinden yapılmış kayışlarla dövmek, 3- Baş aşağı asarak, ağzından kan gelinceye kadar dövmek, 4- Yine baş aşağı asarak altında ateş yakarak dumanla boğmak, 5- Ellerini kollarını bağladıkları kadınların, kilotlarının içine kedi koyarak işkence yapmak, 6- Köy, kasaba ve orman yakmak, 7- Köylülerin ekinlerini yakmak, 8- Cami ve mescitleri tahrip etmek, 9- Yağmaladıkları eşyalardan kalanları yakmak, 10- Yakaladıkları kadınların ırzlarına geçmek. (..) Başından beri izlenilen Yunan vahşet ve zulümlerin bir analizi yapıldığında bütün işgal bölgelerinde işlenen vahşet, zulüm ve cinayetleri dört başlık altında toplamak mümkündür. 1- Gasp ve yağma 2- Irz, namus ve mukaddesata saldırı 3- Yakma ve yıkma 4- İşkence ve katliam (..) Yunan askerini hırsız konumuna sokmaktadır.(..) Yunanlılar özellikle dini bayramlar esnasında evlerde silah aramak bahanesiyle ve halk teravih namazında iken baskın yaparak namaz kılmalarını engellemişlerdir. Bayram namazı esnasında bazı yerlerde camileri ahır, süprüntü yeri yapmışlardır. (..) Yunanlıların özel olarak, yakmak ve yıkma için yetiştirilmiş birlikleri vardı. Bunlar özel silah ve teçhizatla donatılmış, üniformalarında kırmızı bantlar taşıyan askerlerden oluşan birliklerdi." (13)


"İzmir‘in içinde ve dolaylarında tenha mahallelerde ele geçirilen Türk polis ve jandarmalar katledilmiştir. İşgalin ilk 48 saatinde İzmir ve banliyölerinde 2000‘den fazla Türk katledildi. Bazı İngiliz ve Amerikan denizcileri bu hale insanlık adına dayanamayarak, denize atlamış Türklerin yardımına koşmak istemişlerdir. Fakat komutanları buna izin vermediği gibi gemilerin şehre bakan tarafına tente çekmek suretiyle bu kanlı manzarayı kendi askerlerinin gözlerinden saklamaya çalışmışlardır." (14)

"Katledilenlerin cenazelerinin defnine izin verilmez." (15)


"Yunanlılar, Manisa’da “zehirli gaz” kullanmaya kalkmışlardır. 14. Kolordu Komutanlığinın Harbiye Nezareti’ne gönderdiği bir yazıda, Yunanlıların Manisa’ya gaz mermileri getirdiği, buna karşı kullanılacak gaz maskelerinin kontrolü için bir subayın gönderilmesi istenmiştir." (16)

"İki gün sonunda İzmir’de öldürülenlerin sayısı 2000’i geçmiştir." (17)

"Yunanlılar, 30 Ağustos 1922'de Türk ordusunun önünden kaçarlarken tesâdüf ettikleri kasaba ve köyleri yakmak, yıkmak ve insanları öldürmek suretiyle bütün öçlerimi almaya çalışmışlardır." (18)

"Gemilerde hapsedilmiş bazı Türklerin, Yunanistan'a götürülme teşebbüsüne de bir İngiliz torpidosu engel olmuştur." (19)

"Bölge halkına yapılan mezalim sadece çeteler vasıtasıyla değil, Yunan takip taburu tarafından da yapıldığını görmekteyiz. Nitekim sayıları 200-300 kadar olan Yunan neferi Trakya köylerinde Müslüman ahaliye zulüm etmekte ve sayıları belli olmayan bazı kişileri işkence ile bazılarını testere ile kesme yoluyla öldürmüşlerdir." (20)

"Yunanlılar Trakya’da yaşayan Müslüman ailelerin hayvanlarına da el koymuşlardır." (21)

"İzmir'de mezalim başladığı sırada, birçok kadın ve çocuk Ziraat Bankası girişindeki merdivenlere sığınmış, efzon erleri süngülü tüfekleriyle bu kalabalık arasına dalarak, buradaki bütün kadın ve çocukları süngülemiştir." (22)


NOTLAR:

(1) Tevfik Bıyıklıoğlu, Trakya’da Milli Mücadele, I, Ankara 1987, s.21.

(2) Erol Ulubelen - İngiliz gizli belgelerinde Türkiye, s.188.

(3) Kâzım Özalp - Millî Mücadele (1919-1922); Cilt 1, 4.bs, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1998, s. 25.

(4) Manisa'nın Koldere Köyü'nden Evaggelos Gkala.

(5) Kamil Su, "Manisa'da Yunan İşgâli II", Türk Kültür Dergisi, Yıl:20, Sayı:228, s. 367-373.

(6) Rahmi Apak, İstiklal Savaşı'nda Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1990, s. 9-17, 32, 42-43.

(7)  Bünyamin Kocaoğlu, Kurtuluştan Kuruluşa Batı Anadolu'da TBMM Yardımları, Sakarya: Değişim

Yayınları. 2008, s. 11-13.

(8) Falih Rıfkı Atay - İzmir'den Bursa'ya; 3.bs., İstanbul, Atlas Kitâbevi, s. 68, 76, 82-83.

(9) Nilüfer Erdem - Yunan Tarihçiliği Gözüyle Anadolu Harekatı 1919 - 1923; s. 147.

(10) Bristol No.12-17; Ali Nadir'in 20.5 tarihli raporu (Atman) da 12.

(11) Anadolu Ajansı, Ankara 24 Ocak 1921, Numara 48.

(12) İtalyan Büyükelçiliği'nin Amerikan Büyükelçiliğine verdiği Nota; 9 Mart 1920.

(13) Talat Yalazan, Türkiye‘de Yunan Vahşet ve Soykırımı Girişimi, II, Genel Kurmay ATASE Başkanlığı Yay., Ankara 1994, 190.

(14) Batı Anadolu'da Yunan Mezalimi - Prof. Dr. Metin Ayışığı, s.776-789.

(15) Mustafa Turan, Yunan Mezalimi, İzmir, Aydın, Manisa, Denizli, 1919-1923, Ankara 2006, s: 131.

(16) ATESE Arşivi, Koleksiyon, ISH, Kutu 119, Gömlek 43, Belge, 43-2, No 4265; Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, ATESE, Ankara, 2003, S. s. 94,95.

(17) Harp Tarihî Vesikaları Dergisi, S. 37, belge, 907.

(18) Mustafa Turan, Yunan Mezalimi, s. 55.

(19) Ati. (Sansür) ATASE Arş. A. I/ 4, K. 73 D. 244, F. 16/I

(20) Belge yer yer zarar görmüş olduğundan kaç kişinin bu olayda zarar gördüğü anlaşılamamıştır. Bkz. BA, DH.EUM.SSM, Dosya 48, Gömlek 16, 27 C. 1340(25 Şubat 1922). 

(21) BA, EUM.AYŞ, Dosya 76, Gömlek 44, 12 Ş. 1339(21 Nisan 1921). Yunanlılarla Rum çetelerinin Müslüman halkın hayvanlarını gaspları hakkında ayrıca bkz. BA, DH.EUM.AYŞ, Dosya 76, Gömlek 70, 10 M. 1340(13 Eylül 1921); Arşiv Belgelerine Göre Balkanlar’da ve Anadolu’da Yunan Mezalimi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, I, Ankara 1995, s.324 v.d. 

(22) ATASE.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır

Atsız'ın Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı

  Atsız'ın; Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı. "Başkumandan Mustafa Kemal’i tebcil ederim fakat Reis-i Cumhur  Atatürk’ü beğenmeye de sevmeye de mecbur değilim." (1) CHP'de boş kavga var diyen bir çok Atsız taraftarları, aslında Mustafa Kemal ve Atatürk'ü ayıran Atsızı niye göz ardı ederler?  Atsız Kemalist düşmanı olmak bir yana, Atatürk düşmanıdır. Devrim düşmanıdır. Sözlerine bakınız: "Bu millet, tutsak Türkleri kurtararak en büyük Türkiye'yi (yani Turanı) kurmak için de sınırlara koşabilir. Fakat onların Kemalist prensipleri için kılını bile kıpırdatmaz. Hatta Kemalizm'in çığırtkanları bile Kemalizm uğruna ölmez." (2) Kemâlistleri ve Atatürk'ü "dönme, mason" olduğunu belirtiyor: "Irkçılığın aleyhinde bulunanlar Türkçülüğün düşmanı olan dönmelerle, masonlar ve Halk Partililer yani Kemalistlerden ibarettir." (3) "Çünkü Kemalizm de dönme ve devşirme olmak kabahat değildir. Fakat Kemalizm yapmak isterken mi

Kürtler ve Medler

KÜRTLER VE MEDLER Kürt Tarihçilerin çoğu kendini Medlere dayandırır. Kürt dilinin gelişmesinde Medlerin rol oynadığını söylerler. (Minorsky - Kürtler, İslam Ansiklopedisi, VI. cilt, s. 1089-1114) Ve Medlerin torunlarıdır. (Amir Hassanpour - Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil; s. 120.) » Kürtlerin tek kurduğu ulusal devlet olarak Medler İmparatorluğunu kabul ederler. (Wadie Jwaideh - Kürt Miliyetçiliğinin Tarihi , Kökenleri ve Gelişimi, s. 17.) » Ve bazı Kürt Tarihçilerde şöyle savunur: “bütün tarih boyunca Medleri Kürtlerden ayrı gösterecek bir hadise bulamazsınız.." (Zinnar Silopi - Doza Kurdistan; s. 9.) » Medler proto-Kürt’tür. (Philip Kreyenbroek & Christine Allison - Kürt Kimliği ve Kültürü, s. 25.) » “Dolaylı değil doğrudan Kürtlerin Medlerle bağlantıları vardır.” (Ali Hüseyin Kerim - Balkan Yarımadasında Kürtler, s. 49.) Medlerin İmparatorluğunu yıkan, Perslerdi. (William Aegleton - Mehabad Kürt Cumhuriyeti; s. 18.) Ve şunu söylemektedirler: Medler yıkıldık