Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstanbul, Kar ve İmamoğlu

   İstanbul, Kar ve İmamoğlu Sayın İBB başkanı Ekrem İmamoğlu, kar yağarken, resturanta gitmesi dikkat çekti. Bunun üzerine bir çok açıklama yapılsa da, en önemlisini size sunmak isterim. Ayrıca Sayın Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'da şuan da açıklama yapmaktadır. Açıklama yapan Başbakan, İmamoğlu'nu sert bir biçimde eleştirmiştir. Öyle ki İstanbullular İmamoğlu'nu sert bir biçimde eleştirmiş ve ünlüler de bundan geri kalmamıştır.  Fakat yanlış anlaşılan şeyler var.  Meselâ İmamoğlu'nun kar yağarken, balıkçı da olduğunu ile ilgili yanlış anlaşılma bakalım: Yeni Çağ Köşe Yazarı Gazeteci Murat Ağırel, attığı tweetler de, Mekânın sahibiyle ve İmamoğlu'na ulaştığını ve konuştuğunu söylüyor. Hatta doğru mu yalan mı bilinmez ama biri de balıkçıyla konuşulduğunu ve teyit alındığını söylemiş.  Ağırel şöyle söylüyor: " Ekrem İmamoğlu’nun bir balıkçıda görüntüleri paylaşıldı. İşletme yetkililerinin fotoğrafı yalanladığı iddia edildi. İşletme sahibi ve S

Kod Yazmak İçin En İyi 2 Program

  Kod Yazmak İçin En İyi 2 Program Kodlama yapmak için en iyi program diye bir şey yoktur. Çünkü siz nasıl iyi dil biliyorsanız, ona göre yazarsınız fakat; bir kodu otomatik olarak getirme, daha kolay yazım şekli, iyi bir ortam farklılıkları tabi vardır. Bence kod yazmak için en güzel program: Visual Studio Code Bu program size güzel bir arayüz verdiği gibi, istediğiniz eklentiyi kurup, eklentiden faydalanarak kod yazabilirsiniz. İstediğiniz dil de kod yazabilir, Türkçe/İngilizce seçeneği de seçebilirsiniz.  Kullanıcılara rahat bir ortam sağlar.  Sublime Text 3 Bu program size görünüş olarak pek güzel gelmezse bile, editör olarak çok iyi bir programdır. Her dili desteklediği gibi, otomatik bir şekil de yazacağınız bir kodu algılar.  Bu 2 program çok güzel ve kullanışlıdır. Kullanmak size kalmış, göz ve yazım zevkiniz hangisine uyarsa onu kullanın. Ama her ikisi de birbirinden güzel. 

Altın Orda'yı Timur Mu Yıktı?

   Altın Orda'yı Timur Mu Yıktı? Genel de bu iddiayı dillendirilenler, küçük tarihçilerdir. Timur, Altın Orda'yı yıkmadı, zayıflattı. Asıl Altın Orda'yı yıkan Kırım-Moskova (Rusya) ittifakıdır. Kırım-Moskova ittifakına da kim destek veriyordu? Tabiî ki, Osmanlı İmparatorluğu. Meselâ Kunduzca Muharebesi kaç yılında? 1391. Peki ya, Altın Orda'nın çöküşü?  Kırım-Moskova ittifakı, Altın Orda'yı çökertip, topraklarını paylaştılar. Osmanlı, Rusya'yı bir tehdit olarak görmüyordu.  Yükselişine göz yumuyordu, fakat ne oldu? Kendi cellâtı'nın doğuşuna izin verdi. Her türlü tehlikeyi gören Osmanlı, Moskova'ya karşı bir girişimde bulunmadı. Uyarılara rağmen! O zamanlar tahtta (Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman vardı.) En sonunda tokadı da yedi. (Ne yazık ki..) Halil İnalcık şöyle anlatıyor: " Osmanlı Sultanları I. Selim ve I. Süleyman Rus yöneticilerle iyi ilişkilerini sürdürdüler. Bu, Sahib Giray yönetimindeki Hanlığın Osmanlı yönetimini Altın Ordu

Apo'nun Kardeşi

  Apo'nun Kardeşi Apo'yu herkes tanıyordur herhâlde, kendisi PKK lideridir. Kardeşi de PKK'yı yönetmiş, askere silâh sıkmış biridir.  Wikipedi'de gezerken gözüme çarpan bir şey oldu. Araştırdım ve öğrendim ki, 2019 Ara Yerel Seçimleri'nde konuşan Öcalan'ın kardeşi için o gün ki gazeteler şöyle manşetler atmış: " Osman Öcalan, Emniyet'in: arananlar listesi'nde yok " " Savcılık: Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılması 'ifade özgürlüğü " Öcalan Gâvurun Wikipedi'sinde bile PKK örgütünün kumandanı olarak geçiyor, fakat bizim medya 'mız ve diğer devlet adamları tarafından " bilinmiyor " ? Haksız yere seçimi iptal edilip, mazbatası alınan İmamoğlu'na karşı 2. seçimde kazanamasın diye Osman Öcalan TRT'ye çıkarılmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi resmî kanalında konuşmuştur.  Bunun üzerine insanlar büyük tepki vermiş ve İmamoğlu'na karşı yapılan haksızlıklardan dolayı; AKP seçmeni bile Sayın Binali Yı

Yeni Bir Dünya

  Yeni Bir Dünya 21. Yüzyıl için " Teknoloji çağı " denir. Gerçi bu adlandırma halkın teknolojiye entegre olmasıyla ilgili. Şimdi yeni teknolojiler çıkmakta ve bu insanları etkilemektedir.  Teknoloji çağı demek doğru mu değil mi tartışılır. Fakat biz bu " Bilişim Çağı "nda, Teknoloji ile ilgili felsefi yöntemlerimiz de genişleyeceğini ön görmekteyim. Çünkü Teknoloji insanlarını artık bir parçası oldu. Ve teknoloji artık, sosyal medya'dan ibaret bir şey olmaktan çıktı. Teknoloji deyince hemen aklınıza bilgisayar gelmesin. Teknoloji geniş bir sözcüktür. Meselâ: Robot Süpürge. Bununla ilgili felsefe yapılabilir.  Yazılımla ilgili felsefe yapılır. Meselâ ileri de belki robot katiller olacak ve bunlar insan öldürecekler. Ve ya robot yapıp (herhângi bir üretim yeri belli olmayan) ona insan öldüretecekler.  Bu gün teknolojimiz sınırlı bir şekildedir. Fakat Teknoloji'nin açacağı sınırlar henüz bu günden pek görülmemekte. Çünkü Teknoloji ilerleyen bir şey. Bu gün ins

İmamoğlu'na Haçlı Seferi

  İmamoğlu'na Haçlı Seferi Öncelikle söyleyim, benim imamoğlu ile bağım yok. Ya da İmamoğlu'nda para da almıyorum ve çalışanı da değilim. Ayrıca CHP üyesi de değilim. İmamoğlu'na onca şey yapıldı bu güne kadar. Ayakta durdu. " Haksızlık " yapıldığı için ve güvendiği için sandıkta İmamoğlu'na destek çıkmıştır Halk.  Öyle ki Mart seçimlerin de, İmamoğlunu " oy hırsızı " ilân edip seçimleri iptal ettiler. 18 bin farkla kazanmıştı İmamoğlu Mart seçimini fakat iptal ettiler ve yeniden seçim oldu bu safer 806 bin fark attı! (1) İmamoğluna " hırsız ", " olayları çaldı ", " demokrasi tarihinin en büyük şaibes i", " hırsız chp " neler neler dediler. Şimdi ise öyle bir şey demediklerini söylüyorlar. İnkâr ediyorlar. Seçimleri iptal ettiklerin de AKP'ye oy vermişler, kasıla kasıla " çaldılar oyları " deyip, CHP'ye oy vermiş kişilerin üstüne yürüyorlardı.  İmamoğluna ne demedikleri mi kaldı?  Trabzonlu di

Askeri'nin Kazıkları

   Askeri'nin Kazıkları Öncelikle tüm okuyuculara selam olsun. İyi okumalar dilerim. Fakat bu yazı tamamen, başımı ağrıtacak türden olabilir. Çünkü Askerî malûm hâlâ 15 Temmuz'dan sonra bile güçlü bir konumda hakları elinden alınsa da İktidar tarafından. Fakat askerî bize ne yaparsa yapsın biz hakkımızı savunamıyoruz. Çünkü askerî!  Askerîye'ye saygım sonsuzdur. Askerliğimi yaptım bitirdim. Yani askerîye bir saygısızlık yapmak değil o saygısızlığı yapmak aklımın ucundan bile geçmez. Çünkü ben tam bir militaristim. Fakat bu hakkımı savunamayacağım anlamına gelmez. En büyük kazığı askerî'nin bana oldu. Bize oldu. 2019'un kasım ayların da askeri ile ilgili İstanbul/Sütlüce'de ki Askerîye gittim ve durumumu sorguladım Fakat sonra öğrendim ki "Yoklama kaçağı" olarak düşmüşüm ve para cezası kesilmiş. Hiç bir mail, sms atılmadığı, aranmadığı hâlde ( gerçi telefonum yoktu. Bu da benim suçum değil, devletimizin suçu yani askerinin suçudur! )  para cezası kesilm

Askeri de (Jandarma'da) Tehdit edilerek Aşı olduk.

  Askeri'de ( Jandarma'da ) Tehdit edilerek Aşı olduk. Geldik, çattık.  Askerken gördüklerimi yazacağım.  Öyle ki: Bu komutanlar anladığım kadarı ile hayatın da bir şey olamamış, asker olmaya karar vermişler. Fakat biz ne olursak olalım, yine de aşağılanıyorduk komutanlardan tarafından dalga geçiliyor, alaya alınıyor ve hakarete, argoya uğruyorduk.  Hayatında tek başarısı olmayan bu kişilere, zorunlu askerlikten dolayı ses çıkaramıyorduk.  Uğradığımız psikolojik şiddet (medya'da olanlar) vs yetmiyormuş gibi askeride de devlet ezmeyi ihmal etmiyor. Eziyet, üstüne eziyet.  Mesela; aşı olayı. Aşı olmayanları komutanlar dışlamakla tehdit ediyorlardı. Gerçi Bölük Komutanımız (üsteğmen) askerleri ilk önce aşı olmamız konusunda tatlı dille konuşup "zorlamıyoruz" demişti. Fakat zorlamadıkları için ikinci kez aşıyla ilgili konuşma yaptı. Sonra üçüncü kez normalce konuşmasını yaptı. Karısından, kızından örnek verdi. Sonra dördüncü kez aşıyla ilgili konuşma yaptı. Fakat bu s