Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sosyalist Bedevî: Esad ailesi, atalarının izinde

Sosyalist Bedevî: Esad ailesi, atalarının izinde Türkiye Cumhuriyeti’nin sınır komşusu Suriye devletinin tarihten bugüne verdiği zararlar, inanılmaz derecededir. Tabiî ki, konumuz bu değil. Fakat bir zamanlar, Suriye Osmanlı İmparatorluğunun parçasıydı. Suriye : Suriye’nin ilk sahipleri: Samiler, Amoritler, Fenikeliler, İbraniler, Hititler, Persler, Büyük İskender, Roma ve Bizans İmparatorluğu’dur. Hz. Ebubekir, islâmı yaymak için Suriye’ye girmeye uğraşsa da girişimleri başarısız olmuştur. Fakat Hz. Ömer döneminde Suriye’nin işgâli tamamlanmıştır. Halifeler dönemi bittikten sonra kurulan Emevî hanedanlığı, Suriye üstünde kuruldu ve Başkent Şam oldu. Sonra Suriye, Tolunoğulları ve İhşidler gibi Türk devletlerinin hâkimiyetine girdi. Sonrasında Şii Fatımilerin denetimine girdi. Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde yeniden Suriye, Türk hâkimiyetine girmiştir. Yeniden kaybedilen Suriye sonra, Selahaddin Eyyubi tarafından fethedilip Türk hâkimiyetine girmiştir. Bundan sonra yeniden bir

İngiltere Kralı II. Henry’nin, Papa’ya karşı kozu: Müslümanlık

  İngiltere Kralı II. Henry’nin, Papa’ya karşı kozu: Müslümanlık İngiltere Kralı II.Henry, hiç alışık olmadık bir şekilde birden İngiltere’de Müslümanlığı gündeme getiren bir lider. II. Henry, 1154'ten 1189'a kadar İngiltere kralıydı. İngiltere’nin üç Angevin kralından ilki, Anglo-Fransız topraklarını genişletti ve kraliyet yönetimini güçlendirdi. Aquitaine dükü olan Henry, İngiliz tahtında hak iddia etti ve 1153'te İngiltere’yi işgal etti. Kral Stephen , Henry’yi eş yardımcısı ve varisi olarak kabul etmeyi kabul etti. Stephen ertesi yıl öldüğünde, Henry muhalefet olmadan başarılı oldu ve böylece İngiltere Kralı II. Henry oldu. (1) Kilise’nin mahkemelerinin gücün kısıtladı ve Papa’ya bağlanmasını önlemeye çalıştı. İngiltere Kralı: II. Henry Bunun için Thomas Becket’i İngiltere’de Katolik Kilisesi’nin merkezi kardinali olarak Canterbury Başpiskoposu yaptırdı. (2) Becket’ın “ Yapma, olacaklardan endişe ediyorum. Sana hizmet etmeyeceğimden endişeleniyorum ama önce kiliseye hiz

Thor: Love and Thunder, Spider-Man: No Way Home ve Doctor Strange in the Multiverse of Madness filmleri niye Disney Plus’da yok?

  Thor: Love and Thunder, Spider-Man: No Way Home ve Doctor Strange in the Multiverse of Madness filmleri niye Disney Plus’da yok? Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü , geçtiğimiz günlerde, 8 Eylül’de Disney Plus ’ da ( Disney+ ) izleyicilerle buluştu. Fakat bir ülke hariç.. Türkiye.. “ Niye diğer ülkeler de yayınlanıyor da, Türkiye’de yayınlanmıyor ” diyorsunuz. Haklısınız. Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü, filminden.. Nedeni: Ülkemizdeki sinema yasası gereği vizyona giren filmler, 5 aydan önce dijital platformlarda yer alamıyorlar.. Yani Thor filmi, Türkiye ’nin, Disney+ kütüphanesinde uzun bir süre yer almayacak. Aynı şeyi; Doktor Strange: Çoklu Evren Çılgınlığında ( Doctor Strange in the Multiverse of Madness ) filminde görüyoruz. Film tam çıktığı ay’dan, 5 ay sonra Disney+ kütüphanesinde yerini bulacak. 6 Mayıs’da vizyona giren film, 6 Ekim’de Disney+ kütüphanesinde bulanacak. Örümcek Adam ’ın durumu diğer filmlerden tamamen farklı. Örümcek Adam: Eve Dönüş Yok , Disney+ ’da ne yazık ki görem

Mehmet Emin Yurdakul: Türk Irkının Resûlu Mustafa Kemal

  Mehmet Emin Yurdakul: Türk Irkının Resûlu Mustafa Kemal “Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et; Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir!” — Mehmet Emin Yurdakul *** Mehmet Emin Yurdakul’u tanımayan yoktur. Mehmet Emin Yurdakul, “ Ben bir Türk’üm, dinim, cinsin, uludur! ” sözleriyle tüm Osmanlı kamuoyunda ve Türk edebiyâtında ilk defa Türk’üm diye haykırabilen bir şâirdi. Vatanını ölesiye seven, tüm şiirlerinde vatan ve millet, Türklük ve diğer Türk milletlerini, Türk tarihini ve Türk tarihindeki şahsiyetleri vurgulayan büyük şâir Yurdakul, Türk edebiyâtının ve Türk millîyetçiliğinin yükselen bir simâsı olmuştur. Ve hâlâ daha kendisinden söz ettirmekle beraber, şiirleri ve yaptıkları dahil, bu gün gençler arasında popüler kültüre yakın bir çehre ile tanınmakta. Yurdakul Türk tarihinde derin izler bırakmış biri olmasiyla beraber, Atatürk’ü de şiirleriyle fikirleriyle etkilemiştir. Atatürk şöyle anlatıyor: “ Şair Mehmet Emin Yurdakul’u

Câhiliye Devri: Sünnet

  Câhiliye Devri: Sünnet Sünnet’in islâma girişi, Câhiliye Devri’nden olmalıdır. Bu gayet doğrudur. Fakat Câhiliye Devri’nde ki toplum bunu nereden almıştır? İşte bu sorudur. Meselâ Arap toplumunu etkileyen Yahudiler de “ Sünnet ” vardı. Fakat ilginçtir ki Sabiîler sünnet olmayı “ kirlenmek ” olarak nitelerler. Ve Sabiîlikte de Arap toplumunda yeri olan bir inançtır. Fakat Câhiliye Devri’nde Araplar, erkek çocukları hatta kız çocuklarını da sünnet ettiriyorlardı. Yani İslâm daha yokken Araplar sünnet oluyordu. (1) Kulak verelim: “ Sünnet, eski Arabistan’da yaygın olarak tatbik edilmekteydi.İslam öncesi Arap şairlerinden İmruu’l-Kays (v.540) Divanında, Bizans İmparatoru’nu sünnetsiz olduğu için ayıplamaktadır. Bu durum, İmruu’l-Kays’ın sünnetli olduğunu, hıtanın Araplar arasında yaygın bir adet olduğunu ve sünnet olmamanın ayıp karşılandığını göstermektedir.” Eski arap kâvmînin sünnet olduğunu İslâmın kendi kaynaklarından Buhârî bile kaydetmektedir. Yani asıl soru şu olmalıdır o zaman:

Câhiliye Devri: Örtünme (Çarşaf, Türban)

  Câhiliye Devri: Örtünme (Çarşaf, Türban) Örtünme, İslâm’ın getirdiği bir yenilik değildir. Örtünme, Sümer devrine kadar dayanıyor. Bir çok toplumda da örtünme görülmekte. Doç. Dr. Ramazan Altıntaş şöyle anlatıyor: “Hamr kelimesi Kur’an’da özgün ifadesiyle: “..ve’l-yazribne bi humurihinne alâ cüyûbihinne..”, şeklinde geç­mektedir. Bu pasajın anlamı, “başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler/vursunlar’. Anlaşıldığı ka­darıyla zaten cahiliye kadınları örtünüyordu, ama taç, küpe, gerdanlık, bilezik gibi takıların takıldığı ziy­net/süs yerleri açık kalıyordu. Kur’an ziynet, yani takıların takıldığı süs yerlerinin örtülmesini istemekle bir­likte başın da örtülmesini tekrar teyit etmiş oldu. ” (1) Örtünme en önemlisi, İslâm’dan önce ki Arap toplumunda da vardı. Aslında örtünmenin, tarihî çok eskidir. Örtünme, çok eskilere dayanıyor. Örtünme en eski Anadolu uygarlıkların da başlamış ve yayılmıştır. İlk örtünme Babil’in Kralı Hammurabi kanunlarına dayanmakla beraber, Çarşaf’da Hiti

Câhiliye Devri: Tavaf

  Câhiliye Devri: Tavaf Tavaf, İslâm’dan önceki toplumlarda da mevcuttu. Yani Kur’ân’ın getirdiği yeni bir şey değil. Tavaf, bir çok toplum’da apaçık gözükmektedir. Bunlardan bir kaçı Müslümanlık öncesi İranlılar, Hindular, Budistler ve Romalılardır. (1) “ Tavaf ” geçmişi çok eski bir ibadet şeklidir. “Tavaf ” çok eski bir ibadet olduğu için, üç büyük sami dinde de görülüyordu. Sabiîlikte de “ tavaf ” yapılıyordu. (2) Ve Sabiîlik Arap toplumunu etkileyen bir inançtır. Gördüğünüz üzere, bir çok hatta her inançta “ tavaf ” ibadeti mevcuttur. Câhiliye Devri’nde de Araplar, Kâ’be’yi tavaf ediyorlardı. Ali Osman Ateş, şöyle anlatıyor: “ Ka’be’nin tavafı Cahiliye devrinde de devam etmiş ve eskiarapların ibadet hayatında çok ehemmiyetli (önemli) bir yer işgal etmiştir. ” (3) Tüm kaynaklar hem fikirdir. Ali Arslan’da aynı fikirdedir: “ Kaynaklarımızın bildirdiğine göre, câhiliyye devrinde de, Kâ’be özel birkıyafetle tavaf edilir; Mekkeliler özel bir kıyafet satarlar, bu kıyafeti satınalamayanl