Ana içeriğe atla

Mehmet Emin Yurdakul: Türk Irkının Resûlu Mustafa Kemal

 

Mehmet Emin Yurdakul: Türk Irkının Resûlu Mustafa Kemal

“Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et;

Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet

Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir!”

— Mehmet Emin Yurdakul

***

Mehmet Emin Yurdakul’u tanımayan yoktur. Mehmet Emin Yurdakul, “Ben bir Türk’üm, dinim, cinsin, uludur!” sözleriyle tüm Osmanlı kamuoyunda ve Türk edebiyâtında ilk defa Türk’üm diye haykırabilen bir şâirdi.

Vatanını ölesiye seven, tüm şiirlerinde vatan ve millet, Türklük ve diğer Türk milletlerini, Türk tarihini ve Türk tarihindeki şahsiyetleri vurgulayan büyük şâir Yurdakul, Türk edebiyâtının ve Türk millîyetçiliğinin yükselen bir simâsı olmuştur.

Ve hâlâ daha kendisinden söz ettirmekle beraber, şiirleri ve yaptıkları dahil, bu gün gençler arasında popüler kültüre yakın bir çehre ile tanınmakta.

Yurdakul Türk tarihinde derin izler bırakmış biri olmasiyla beraber, Atatürk’ü de şiirleriyle fikirleriyle etkilemiştir. Atatürk şöyle anlatıyor:

Şair Mehmet Emin Yurdakul’un ilk defa Manastır Askeri İdadisi’nde öğrenci iken okuduğum “Ben bir Türküm, dinim cinsim uludur” mısraıyla başlayan manzumesinde, bana ulusal benliğimin gururunu tattıran ilk anlatımı bulmuştum.

Fakat ben asıl bunu, orduya katıldığım ilk günlerde, bir Anadolu çocuğunun gözyaşlarında gördüm ve kuvvetle duydum.

Ondan sonra Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu. Kendimi hiçbir zaman Osmanlılığın telkin ettiği başka ulusları öven ve Türklüğü aşağı gören eksiklik duygusuna kaptırmadım.

Mehmet Emin Yurdakul’un Atatürk’ü etkilediği bilinen bir gerçek olmasıyla beraber, Kurtuluş Savaşı’ndaki katkıları da yadırganmayacak şekilde büyüktür. Kurtuluş Savaşı sırasında 1919'da Birinci Sultanahmet mitiginde, 200 bin kişinin katıldığı büyük mitingde konuşmaları büyük heyecan yaratmış Halide Edip ile beraber işgâlcilere karşı birlik olmuştur.

1919’da Birinci Sultanahmet mitinginde yapılmıştır. 200 bin kişinin katıldığı bu büyük mitingde Mehmet Emin (Yurdakul) ve Halide Edip (Adıvar)ın coşkulu konuşmaları büyük heyecan yaratmıştır.

Bunlardan sonra Mehmet Emin Yurdakul’u önemli olan başka bir şey de Atatürk’ten bahseden ilk manzum eseri yazmasıdır.

Atatürk, Mehmet Emin Yurdakul’dan bahsederken “Milletimizin mübârek babası” diye bahsederdi. (1)

***

Mehmed Emin Yurdakul, Kimdir?, 13 Mayıs 1869 (1 Mayıs 1285)’da İstanbul’da, Beşiktaş’ta babasının küçük ahşap evinde mütevâzi bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ataları Terkos Gölü çevresindeki Zekeriya Köyü halkındandır. Babası, yedi-çifte bir balıkçı kayığının “kanca baş ığrıbcısı” Salih Reis’dir.

Salih Reis’in babası da yine bir ığrıb reisi Halim Ağa’dır. Annesi, Edirne yöresinden, bugün Bulgaristan’da kalmış Uzuncaova Hasköy’ünden İstanbul’a gelmiş göçmen, Kömürcü Mehmed Ağa’nın kızı, Emine Hatun’dur.

Yurdakul, 8 yaşındayken Saray Mektebi adlı sıbyan okula gitmiş. 1879'da Beşiktaş Askerî Rüşdiyesi’ne girmiş. Rüşdiye’yi bitirince önce Mülkiye Mektebi’ne yazılmış ve 18 yaşındayken de Mülkiye İ’dâdesi’nden tasdiknâme alarak ayrılmış. Bâb-ı-âli Sadâret Dâiresi’nde Evrâk Kalemi’ne maşsız kâtip olarak girmiştir.

Ondokuz yaşına bastığı sırada (1888), Şebinkarahisarlı asil bir Türk ailesinden Müzeyyen (Dilber) Hanım’la evlenmiştir.

Mehmed Emin Yurdakul’un son derece mutlu geçmiş bu evliliğinden üç erkek ve bir kız olmak üzere dört evlâdı dünyâya gelmiştir. Bunlar yaş sırası ile: Halim Yurdakul (1895–1954)

Hüseyin Ertuğrul Yurdakul (1903–1961)

Mebrûke (Kuter) (doğm. 1904)

Âdil Oğuz Yurdakul (1907–1966)’dur. (2)

Denizci olan babasının Yurdakul’u, halk hikâyeleri ve şiirleri ile destânlar anlatarak etkilediği bilinen bir tarihî gerçektir. Öyle ki Mehmet Emin Yurdakul’un şiir ve edebiyât aşkını babası uyandırmıştır.

Şâir hakkında nakledilen bu kadar bilgi kâfidir. Detayları not düşünülen kitâplardan öğrenebilirsiniz.

***

Ben bir Türk’üm; dinim, cinsim uludur;

Sinem, özüm ateş ile doludur;

İnsan olan vatanının kuludur;

Türle evladı evde durmaz; giderim! ..

Muhammed’in kitabını kaldırtmam;

Osmancığ’ın bayrağını aldırtmam;

Düşmanımı vatanıma saldırtmam,

Tanrı evi viran olmaz, giderim!

— “Cenge Giderken

***

(Mehmet Emin Yurdakul) Sen Osmanlılık fikri yerine Türklük şuûrunu
yarattın.
Bu bakımadan sınırlı bir zümrenin değil, bütün Türk ırkının şâirisin. Eserlerin bütün Türk illerinde, Bubârâ’da, Taşkend’de okunmaktadır. Türkler yaşadıkça, sen de yaşayacaksm. Türkler ebediyete kadar yaşayacağı için, sen de ebediyen yaşayacaksın.

 — Sadri Maksudî Arsal

Mehmed Emin Bey, bütün Türklüğe ilk dil veren büyük Türk’dür..
 — Yusuf Akçura

“Emin Bey, Türklük için, ilk defa çarpan bir şâir kalbidir. Bugünki gençliğin
gönlünde darabân eden (çarpan) hisleri bu büyük kalbin in’ikâsâtıdır (yansıyan sesidir).”
 — Ziya Gökalp

“Türklerin son uyanma çağının târihini yazacak tarihçi bu ad üzerinde mutlaka duracaktır: Mehmed Emin!”

— Fuad Köprülü

***

SOSYAL ADALETÇİ

Sağcı biziz: Türkçüler. Sosyal adaletçi olmamız, vatanın nimetlerini turistlere değilde soydaşlarımıza üleştirmek istememiz, gerçek ahlâkıın gerektirdiği adaleti sağlamak istememiz ‘solcu’ olmamızı gerektirmez.

Türkiye’nin solcuları daha ortada yokken, Türkçü şair Mehmet Emin Yurdakul, o basit mısralarıyla Türk milleti için sosyal adalet istiyordu. Bu fikir onun Türkçülüğünden doğmuştu. Kendisinden yıllarca sonra ‘sömürü’ nakaratına başlayan plâklar gibi bu fikri Yahudi Marks’tan almış değildi.”

— Hüseyin Nihâl Atsız

***

Mehmet Emin Yurdakul ayrıca Türk ocaklarının kurucu üyelerinden olmuş ve Türk ocaklarının tüzüğünü Ahmet Ağaoğlu’yla beraber yazmıştır. Türk ocağının ilk başkanı olmuştur.

Türk millîyetçiliğinin unutulmaz simâsı olarak Türk tarihine adını yazdırdı. Osmanlı’daki diğer milletler kendi adlarını haykırmışken, Türk kendi adını haykıramıyordu. Ama korkusuz bir şâir Mehmet Emin Yurdakul, haykırdı: “BEN BİR TÜRK’ÜM, DİNİM, CİNSİM, ULUDUR!” diye.

Büyük Türk ırkının büyük Türk şâiri, MEHMET EMİN YURDAKUL!

***

Yıllarca sürügelen savaşlardan ve gericilikten kurtulmanın tek bir çözümü vardı Yurdakul’a göre:

Bunun için ise diriltici, yaratıcı, yükseltici ve inkılâpçı bir kudrete ihtiyaç vardı: Millî ve medenî bir ruh.”

***

Hadi yavrum ben seni bugün için doğurdum
Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum
Türk evladı odur ki yurdu olan toprağı
Ana ırzı bilerek yad ayağı bastırtmaz
Bir yabancı bayrağı ezan sesi duyulan
Hiçbir yere astırtmaz

Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım
Hadi yavrum hadi git ya gazi ol ya şehit

— “Ya şehit ol ya gazi

***

Atatürk’e olan sevgisi.

Hayatı boyunca, Atatürkle birlikte olmuş; ona şiir yazan ilk kişi olmuş, Kurtuluş Savaşı’nda bulunmuş, yakın temaslarla bulunmakla beraber, CHP’de yer almıştır.

Atatürk’e her zaman bağlı kalmış, ona olan derin saygısını ve sevgisini hep dile getirmiştir.

Atatürk’e olan sevgisini şiirlerinde de belirtmekle beraber, “Mustafa Kemal” adlı bir kitâpta yazmıştır.

***

GEL KURTAR!

Atatürk’e yazdığı “Gel kurtar” şiiri:

Kavminin bir idam güniindeydi ki
Sana bir acıklı nevha aksetti;
Sanki bir kurbanın feryadındaki:
«Gel kurtar» sedası seni titretti

«Gel kurtar!» Sen bunu taç beidelerden
Kerpiçten duvarlar içinden duydun;
Bin yıllık yosunlu harabelerden,
İsimsiz mezarlar içinden duydun.

«Gel kurtar!» Bu senin yeşil bahçende,
Elemie haykıran kuşların oldu.
Gölgence kaldığın ıssız gecende,
Kapını çalan bir rüzgarın oldu.

***

Bir Atatürk anısı..

Atatürk, hukûmet tenkidcilerine yeni partiye katılmalarını tavsiye ediyordu. Gerçi Şâir Mehmed Emin Bey hükümetine yerer, ne de överdi. İlk akşam sofrada onu da görmüştüm. Atatürk:
 — Beyefendi, biliyorsunuz, bir muhalefet partisi kurduk. Bu da bir vatan vazifesidir. Arkadaşları takviye buyurmak istemez misiniz? Dedi.
Emin Bey pek saf, yüreği temiz bir efendi idi. Hemen:
 — Emredersiniz, dedi..

***

Bende esir yaratmayan bir Tanrı’ya iman var;

— “Bırak Beni Haykırayım

***

Büyük Türk şâiri: Mehmet Emin Yurdakul, Türkçülüğe ve Türkiye Cumhuriyetine, Cumhuriyet ideallerine çok bağlı biriydi. Ve kendisi devrimciydi (inkılâpçılıydı) ve bunu şiirlerinde çekinmeden vurgulardı.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusuna da derin saygı duyardı. Ona gönülden bağlı olmakla beraber, sıkı bir vatan severdi.

***

ATATÜRK’E:

Sen kabrinde rahat uyu! Yakında
Bu sonuncu felâket de bitecek:
Yarın, senin hür bakışlı ırkın da
Altın devri terennümler edecek.

Zira, senin bıraktığın izlerde
Kadın, erkek bir genç neslin yürüyor.
İman ile aşk sunduğun her yerde
İnkılabın fikri hüküm sürüyor.

Bizden senin pak ruhuna Fatiha’lar, rahmetler,
Unutulmaz hatırana kalp dolusu hürmetler!…

***

Mehmet Emin Yurdakul’a göre: Atatürk bir “başbuğ”dur, “müncî’dir.” (kurtarıcıdır):

“Başbuğunuz kimdir, dedim.

Cesurların başında bulunandır,” dedi;

hürmetle sağ elinin parmağını kaldırarak mavi gözleri şiir ve hülyalı, şahika gibi yüksek alnı nur ve alevlerle hâleli sarışın birini gösterdi.

Baktım: Bu da eski kahramanlar gibi yüksek dağların, yıldırımlı bulutların üstlerinde kartallarla hürriyeti aynı kaynaktan içmiş bir kahramandır.

Anladım ki bu da bütün arzı bir mâlikâne, bütün insanları köle gibi kullanmak isteyen harîslerin önüne silahların en adiliyle atılmış bir müncîdir.” (Mustafa Kemal, Ötüken, s. 60.)

***

“Bil ki burada vatan için aşk ve rüyalarına veda etmiş, hürriyet için sevgililerinden ayrılmış birçok canlar vardır. (…)

Burası bir hür memlekettir, burası Türk’ündür!”

“Mustafa Kemal” kitâbından..

***

Mehmet Emin Yurdakul’un kaleminden Atatürk:

Mustafa Kemal, Türk milletinin bir bakımdan “idam günü” sayılacak bir gününde, taş beldelerden, kerpiçten örülü duvarlardan, bin yıllık harabelerden, hatta isimsiz mezarlardan bir kurban feryadı gibi acıklı “Gel Kurtar” sedasını duyar. Susmak bilmeyen bu yanık sese doğru beklenen bir resul ruhuyla koşar. Bir siyah gecenin derinliğinden bir sabahyıldızı gibi doğar, memleketin bir zulüm gecesi, bir cinayet ve ölüm gecesi yaşadığını görür:

Bir yanda ıssız harabeler, yanmış yıkılmış kubbelerle vatan yangın yerine dönmüşken, öbür yanda zengin sofralarla dolu büyük salonlarda, loş ışıklar altında hak ve adalet tanımayan Allahsızların naraları, zil sesleri yükselmektedir. Padişah hain, kurena münafık, vükela alçak. Hepsi de bir gecelik zevk için vatanı bir pula satmaya hazır; bir devlet batarken, bir millet ölüme doğru giderken hiçbirinin kalbinde en küçük bir ürperme dahi yoktur.

Bu görünüşü ile bir ölüm gömleği giyen vatanı kurtarmak aşkı ile Atatürk, “Gel Kurtar” diyen muzdarip ruhların “müncisi” olur, millete seslenir:

“Bak, kimlerin elinde senin yurdun.

Bir zamanlar dünyaya haykırdığın sesine ne oldu.

Niçin sesin soluğun çıkmıyor.

Nerdesin.

Öldün mü?

Senin ecdadın bir gün dirilip mezardan kalksa

bu manzara karşısında ‘Oğuzlar kanını taşıyan Türk’ün kahraman milleti bu mu ?’ der, utanır, başını eğer.” (3)

— Mehmet Emin Yurdakul

***

Yurdakul, Atatürk’ten bahsederken:

— ”Peygamber Muhammed gibi… Kalbinde halk için bir acı… Elinde Allah’ın intikam kılıcı” olan asrın “en büyük insanı”,

— “arzın aziz evladı”,

— “halâskâr”,

— “büyük müncî”,

— “Irkımın Resulû

diye bahsediyor.

***

ATATÜRK CEHALETİ DEVİRİP, PEYGAMBER ELİ UZATIYOR

Mehmet Emin’e göre dünyayı tanıyan ve tarihi bilen insanlar, söz konusu “bu dünya yolcusu”nun dikkatiyle olayları aklın süzgecinden geçirip doğru yorumlayıp doğru analiz etselerdi Atatürk’ün önünde baş eğerlerdi.

Çünkü Atatürk, taassup ve cehaleti devirerek bir “yeni dünya”nın kapısında ruhu hür, vicdanı hür, ahlakı hür bir gençlik için peygamber elini uzatıp, medeniyetin zekâya açtığı yolda bir “yeni ülkü”yü, bir “yeni zaman”ı, bir “yeni hayat”ı “yeni insan”a göstermiştir.

Şair, dönen çarkın çemberinin en güçlü devleri kapıp sürüklediğini; ölümün en mağrur başlara kül, toprak döktüğünü, bunun da kaçınılmaz bir kader, bir hakikat olduğunu kabul eder.

Fakat dünyada hak ve fikir adamlarının bir ebedî hayata sahip olduklarını, bu insanların tarihin takdis ettiği ölmez birer kahraman olduklarını hatırlatır; Eflatun’u, Çiçeron’u, Washington’u, Voltaire’i Rousseau’yu örnek gösterir, Atatürk’ü de bu insanlarla aynı safta görür. Onun hayatının da ebedî olacağını belirtir. (4)

***

ATATÜRK HALKIN ZİNCİRLERİNİ KIRIYOR DEVRİMLERLE

Atatürk, bir devlet batarken, yurt elden giderken, mazlum halkın tükenmez acılarla bağrında yaralar kanarken, bir büyük halâskâr yolu gözleyen bu halkın ruhunu kendinde bularak ortaya çıkar. Türk’ü yaşatmak için ışıksız ve ıssız yerlere gider, harabeleri görür.

Köylerden ahlar feryatlar işitir, acıyla katlanmış alınlar görür. Öküzler yerine boyunduruğa koşulmuş ihtiyar kadınlar görür. “Oğul” diyerek ağlamaktan kör olmuş aliller görür. Çul çaput giyerek, ot kök yiyerek dilenen sayısız sefiller görür. Sekiler üstüne düşüp yıkılmış bakımsız, hasta vücutlar görür.

Bu mazlum insanları dost ve kardeş bilen Atatürk, “Ben siz”im, sizinleyim diyerek bir zalim kudretin önüne çıkar, ruhundaki yıldırım kuvvetiyle halkı bağlayan zincirleri kırar, hürriyet ve adalet diye haykırır. Köhne maziyi bırakıp doğacak yeni zamana, ayağa kalkan yeni insana bakar, yeni bir aşk, yeni bir imanla ruhları yoğurur.

Türk milletine bir yeni hayatın yolunu açar ki bu, hür fikrin ortaya çıkması, hurafe devrinin yıkılması, bir mazlum milletin davası, Türk’ün büyük bir devrimi olur. (5)

***

TÜRK IRKININ RESULÛ: ATATÜRK

“Beklenen bir resul ruhuyla geldin;

Bir siyah gecenin derinliğinden

Bir sabah yıldızı gibi yükseldin!”

— “Zafer

Mehmet Emin Yurdakul için Atatürk, Türk milletinin var olmak ve yok olmak m mücadelesinin önderi, adaletli, vicdanı ve ahlakı güzel ve hür, bağımsızlık ruhuna sahip bir lider, ileri görüşlü, modern, devrimci, milliyetçi, vatanını ve milletini seven, kendi fikirlerini gerçekleştirmek için her tehlikeye karşı göğüs geren ve kendini milletten gören ve milletine güvenen bir: Kahraman, Müncî, Halâskâr, Allahın İntikam Kılıcı ve Irkının Resulû.

***

Mehmet Emin Yurdakul..

Seni saygı ve sevgiyle anarken, en derin duygularımla selâmlıyorum.

Büyük Türk şâiri, Türklüğe ve Türk devrimine inan, büyük vatan sever; Şiirlerinde Türklüğü haykıran, hayatını Türklük için adamış; Atatürk’ü bile etkilemiş büyük Türk şâiri! “Vur” diyen şiiriniz gibi, vurdun bizi kalbimizden vatan aşkınla.

NOTLAR:

(1) Fethi Tevetoğlu — Mehmet Emin Yurdakul, s. 1.

(2) Fethi Tevetoğlu — Mehmet Emin Yurdakul, s. 2.

(3) (4) (5) Kılıç, Mehmet Emin Yurdakul’un Şiirlerinde Atatürk, Türk Yurdu Dergisi.

DİĞER KAYNAKLAR:

Yüksel Yazıcı — Mehmet Emin Yurdakul

Fevziye Abdullah Tansel, Mehmet Emin Yurdakul’un Eserleri–1 Şiirler, TTK Basımevi, Ank. 1989.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır

Atsız'ın Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı

  Atsız'ın; Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı. "Başkumandan Mustafa Kemal’i tebcil ederim fakat Reis-i Cumhur  Atatürk’ü beğenmeye de sevmeye de mecbur değilim." (1) CHP'de boş kavga var diyen bir çok Atsız taraftarları, aslında Mustafa Kemal ve Atatürk'ü ayıran Atsızı niye göz ardı ederler?  Atsız Kemalist düşmanı olmak bir yana, Atatürk düşmanıdır. Devrim düşmanıdır. Sözlerine bakınız: "Bu millet, tutsak Türkleri kurtararak en büyük Türkiye'yi (yani Turanı) kurmak için de sınırlara koşabilir. Fakat onların Kemalist prensipleri için kılını bile kıpırdatmaz. Hatta Kemalizm'in çığırtkanları bile Kemalizm uğruna ölmez." (2) Kemâlistleri ve Atatürk'ü "dönme, mason" olduğunu belirtiyor: "Irkçılığın aleyhinde bulunanlar Türkçülüğün düşmanı olan dönmelerle, masonlar ve Halk Partililer yani Kemalistlerden ibarettir." (3) "Çünkü Kemalizm de dönme ve devşirme olmak kabahat değildir. Fakat Kemalizm yapmak isterken mi

Kürtler ve Medler

KÜRTLER VE MEDLER Kürt Tarihçilerin çoğu kendini Medlere dayandırır. Kürt dilinin gelişmesinde Medlerin rol oynadığını söylerler. (Minorsky - Kürtler, İslam Ansiklopedisi, VI. cilt, s. 1089-1114) Ve Medlerin torunlarıdır. (Amir Hassanpour - Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil; s. 120.) » Kürtlerin tek kurduğu ulusal devlet olarak Medler İmparatorluğunu kabul ederler. (Wadie Jwaideh - Kürt Miliyetçiliğinin Tarihi , Kökenleri ve Gelişimi, s. 17.) » Ve bazı Kürt Tarihçilerde şöyle savunur: “bütün tarih boyunca Medleri Kürtlerden ayrı gösterecek bir hadise bulamazsınız.." (Zinnar Silopi - Doza Kurdistan; s. 9.) » Medler proto-Kürt’tür. (Philip Kreyenbroek & Christine Allison - Kürt Kimliği ve Kültürü, s. 25.) » “Dolaylı değil doğrudan Kürtlerin Medlerle bağlantıları vardır.” (Ali Hüseyin Kerim - Balkan Yarımadasında Kürtler, s. 49.) Medlerin İmparatorluğunu yıkan, Perslerdi. (William Aegleton - Mehabad Kürt Cumhuriyeti; s. 18.) Ve şunu söylemektedirler: Medler yıkıldık