Ana içeriğe atla

Atatürk hakkında uydurulan sözler: “İstikbal Göklerdedir.”

Atatürk hakkında uydurulan sözler: “İstikbal Göklerdedir.

Bu söz epeyce ünlü bir söz. Her yere Atatürk tarafından söylenmiş gibi lanse edilen bu söz ona ait değil. Nasıl mı? Bakalım.

Atatürk’ün, “İstikbal göklerdedir” sözü, 16 Şubat 1925'de Türk Tayyare Cemiyeti’nde söylediği iddia edilse’de bu sözün aslı yoktur.

İlk Şayan Ulusan’ın “İstikbal Göklerdedir: Türk Tayyare Cemiyeti (1925–1938) (Türk Tayyara Cemiyeti’nden Türk Hava Kurumu’na)” adlı makalesine ulaştım. Sonra orada verdiği kaynak: Osman Yalçın’ın, “Türk Havacılık Tarihinde Bağış Uçakları ve Havacılık Sanayii Kurulmasına Tesirleri” ve “Türk Tarihi Bakımından 20. Yüzyılda İki Önemli Gelişme: Havacılığın ve Bir Liderin Doğuşu” eserleri.

Türk Havacılık Tarihinde Bağış Uçakları ve Havacılık Sanayii Kurulmasına Tesirleri” adlı esere baktığımız zaman, kaynak olarak Genelkurmay Başkanlığı tarafından 1983'de basılan “Atatürkçülük Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri Birinci Kitap” adlı eser gösterilmiştir. Ayrıca Milliyet Gazetesi’nden çıkan 2004 tarih basımlı “İstikbal Hâlâ Göklerdedir” kaynak olarak vermeleri de ilginç.

Çünkü bu Atatürk’ün bu sözü söylediğine dâir ki tüm basımlar, onun ölümünden 40 ilâ 60 yıl sonrası.

Ayrıca yer konusunda da emin olmama durumu var, Atatürk’ün bu sözü söylediğine dâir, çıkan başka bir kaynak yok.

Atatürk’ün manevi kızı, Sabiha Gökçen uçuş diplomasıyla ilgili sözlerini söylerken şu sözler dikkat çekiyor: “1936–1937 öğrenim yılı benim için en kıvançlı yıllardan biri olmuştur. Atatürk kızı olarak onun istediği yolda ilerliyor, istikbalin göklerde olduğuna inanıyor, bunun için yüreğim heyecanla doluyordu. Bundan sonra artık yaşamımı bir uçucu olarak sürdürecek, ulusuma bu alanda hizmetler vermenin onuruna erişecektim.” (1)

Ayrıca aynı şekilde Osmanlı’da bu söze benzeyen bir makale çıkıyor, bakınız: “Tayyare İanesinin duyurulması ve ordu personeline benimsetilmesi için, Kur.Yb. Süreyya Bey tarafından bir makale kaleme alınmış ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye İkinci Reisi Çürüksulu Mahmut Paşa’nın onayını alan makale 21 Mart 1912 (8 Mart 1328) tarihli Ceride-i Askeriye Mecmuasında yayınlanmıştır.

“Osmanlıların Büyük Bir İstikbali de Tayyarelerdir!” başlıklı makalede Süreyya Bey, “Silah Arkadaşlarım” seslenişiyle ordu mensuplarının uçakların önemini yaşayarak öğrendiğini vurgulamıştır.” (2)

Hiçbir resmî demeçte Atatürk’ün bu sözü söylediğine dâir bir kanıt yok. Atatürk’ün söylediğine dâir gösterilen kaynaklar’da çok yeni kaynaklar.

Herhângi bir güçlü delil çıkmadıkça, bu söz Atatürk’ün sözü değildir.

NOTLAR:

(1) Hv.K.K.lığı Tarihçe ġ.Md.lüğü, Klasör No:84, s.202.

(2) Emin Kurt, Türk Hava Kuvvetlerinin Kuruluşunda Bağış ve Yardımlar (1911–1014), Danışman: Prof.Dr.Temuçin Ertan, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 2018, s.77.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır...

Türkiye, Filistin ve Araplar: Kıbrıs Sorunu

 Türkiye, Filistin ve Araplar: Kıbrıs Sorunu Bu konu, Filistin’in şuanki devlet başkanı olan Mahmut Abbas’ın, Rum Yönetimi’ni desteklemesiyle başlamıyor. Irak, 1957'de Yunanistan Devleti’yle görüşüp Kıbrıs’la ilgili ortak hareket kararı almışlardır. Aynı yılın Aralık ayı’nda gerçekleşen Birleşmiş Milletler toplantısında Kıbrıs Sorunu’nda Türkiye’ye karşı oy kullanırlar. Irak bununla da sınırlı kalmaz, Yunan desteğini almasıyla birlikte Türkiye’ye karşı Petrol borcunu da ödemez. (Musul Vilayeti’den gelen %10'luk Petrol geliri.) Ayrıca Türkiye’nin çoğu Projesine de karşı çıkar. Komünist Sovyetler Birliği yanlısı bir devlet kuran Suriye ve Mısır (Birleşik Arap Cumhuriyeti), Türkiye’ye karşı bir rakip hâline gelirken, Sovyetlerin Türkiye’yi kıstırma politikasına destek verirler. Türkiye bu durumda İsrail’le ilişkilerini sıkılaştırır fakat Türkiye bu durumda bile suçlu hâline gelir. Hiçbir konu da Türkiye’yi desteklemeyen ve Türkleri yok etmek için gâvuru-Yahudi’yi bile destekleyen...

Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA

  Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA Diyeceksiniz ki: “ Ama insanlar ölüyor, yazık değil mi! Ne acımasızsın! ” falan filan.. Hayır efendim, hayır! Elbette çocukların ölmesine üzülüyorum, bende bir insanım lâkin FKÖ’nün eğittiği PKK’nın kaç Türk çocuğunun canını aldığını ez mi geçiceğiz? Burada Suriye’nin PKK’ya verdiği desteği yazmayacağım çünkü zâten blogu’mda “ Sosyalist Bedevî: Esad ailesi, atalarının izinde ” diye bir yazı yazıp detaylıca anlatmıştım. Ayrıca FKÖ’nün kurucularından ve Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas hakkında da burada bahsetmeyeceğiz. Çünkü daha önce bahsetmiştik, bakınız: “ Solcu bir Bedevî: Mahmud Abbas ” Gelgelelim, Filistin ve PKK ilişkilerine, şöyle anlatayım: PKK, Suriye-Filistin-Lübnan kampların’da eğitim görmüştü. PKK, Suriye Hükûmeti tarafından Bekaa Vadisi’ne yerleştirilmişti. Burada yetişmişler burada militanlaşmışlardı. Bizzat büyük Türkiye dostu (!) Yaser Arafat tarafından desteklenmişlerdi. (1) İsrail’e karşı operasyonlar da kullanılmışla...