Şerif Hüseyin’in Mekke Şerifî olarak atanması’nda kimin parmağı var?
Şerif Hüseyin zamanı’nda II.Abdülhamid tarafından görevinden alınmıştı. Sebebi ise Şerif Hüseyin’in Mekke Şerifî olan amcası Avnürrefik Paşa’ya karşı, halkı kışkırtmak suçu ile bizzat padişaha şikâyet edilmesiydi. (1) II. Abdülhamid tarafından İstanbul’a çağrıldı ve kendisine ev tahsis edilerek, 16 yıllık sürgün hayatı başladı.
Mekke Şerifî Şerif Abdüllillah Paşa’nın vefâtının ardından Şerif Hüseyin’in Mekke Şerifliğine atanması tartışılmış fakat II.Abdülhamid buna karşı çıkmıştır.
Fakat“Şerif Hüseyin”in atanması istenmiş ve II. Abdülhamid ile yüz yüze görüşmüş, ertesi gün Mekke Şerifî olmuştur.

II.Abdülhamid ve Şerif Hüseyin arasında geçen sözde diyalog:
II. Abdülhamid: “Sendeki kabiliyetlerden faydalanmamı engelleyenlerin Allah müstahakını versin. Şu devleti ele geçiren güruha bir türlü güvenemiyorum.”
Şerif Hüseyin: “Zat-ı şahanelerinizin Arap bölgelerinde büyük itibarınız var. Eğer oralara gelirseniz, devlet ve saltanat için aradığınız korumayı bulacaksınız. Ne zaman buna ihtiyaç duyarsanız biliniz ki üzerine düşen görevi ilk yapacak Arap ülkesi Hicaz olacaktır. Hz. Peygamber (sav) ‘Medine onlar için en hayırlısıdır, keşke bilseler’ buyuruyor. Eğer siz de muhterem ailenizle birlikte oraya gelirseniz, malımız canımız size feda olacak ve bütün asiler size boyun eğecektir. Ayrıca orada kimse size erişemeyecektir.” (2)
II.Abdülhamid: “Çok teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun, ancak bunları düşünmek için henüz erken.” (2)
İttihat ve Terraki’nin sert muhalefetlerine rağmen, Şerif Hüseyin Mekke Şerefliğine getirilmiştir.
İddia edildiğine göre bu onaylamayı, İngilizler sağlattırmıştır. (3) İngilizler’in bunu Bâb-ı Âli üstündeki Nüfuzu ve Sadrazam Kâmil Paşa sayesinde yaptığını iddia ederler. (4) Kâmil Paşa, Şerif Hüseyin’i Hicaza uğurlamaya gittiği zamanda, ona karşı şunları söylemiştir; Mekke şerifliğindeki hukukun devam ettir ve İttihad ve Terakki’nin etkisi altında kalma. (5)
II. Abdülhamid ve İttihad ve Terraki yöneticileri, Şerif Hüseyin’in Mekke Şerifî olmasından epey rahatsızdılar. Fakat bunu kabul etmek zorunda kalmışlardır.
II.Abdülhamid, ‘Şerif Hüseyin’ hakkında, Sadrazam Kâmil Paşa’ya şöyle diyor: “Bu adamı oraya göndermeyiniz… Siz onu tanımazsınız, fakat ben bilerek söylüyorum ki, bu Şerif Mekke’de rahat durmayacak, muhakkak devletin başına işler açacaktır!” (6)
Kaynaklara göre, burada aslında;
a- İttihatçıların rolünün olduğu,
b- ancak İngiliz Bâb-ı Âli üzerindeki İngiliz baskısı neticesinde atanma yapıldığı,
dile getirilir.
Aslında burada yine İngiliz etkisini görürüz. Mekke Şerifî Şerif Hüseyin, Osmanlı’ya bağlılığını iletirken, İmparatorluğa karşı İngilizlerle gizli görüşmelere başlamış ve Balkan ile Dünya savaşlarına kadar “Arap İmparatorluğu” fikrini sadece İngiliz dostlarıyla konuşmuştur.
Yani bunca serüven, peygamber soyundan olan Şerif Hüseyin’in Osmanlı’ya isyânıyla bitmiştir.
Burada durmadan “İttihatçılar, ‘Şerif Hüseyin’i atadı! Onlar yüzündek kaybedildi!” gibi boş lafları bırakmanız lâzım.
NOTLAR:
(1) Remzi Çavuş, Birinci Dünya Savaşı’nda (1914–1918) Hicaz’da Osmanlı İdaresi ve Ordusu, Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi, s. 78.
(2) Kral Abdullah, Biz Osmanlı’ya Neden İsyan Ettik?, İstanbul, 2013, s. 11.
(3) Şükrü Mahmut Nedim, Filistin Savaşı (1914–1918), Çev: Abdullah Es, Ankara 1995, s. 27–28.
(4) Hasan Kayalı, Arabs and Young Turks: Ottomanism, Londra, 1997, s. 148.
(5) İsmail Gümüş, Şerif Hüseyin İsyanı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, s. 18.
(6) Taha Öztürk, “Şerif Hüseyin’in Mekke Emirliği’ne Atanma Sürecinde Ailesiyle İstanbul’da Geçirdiği Yıllar”, Sakarya Üniversitesi, s. 159/8.
Yorumlar
Yorum Gönder