Ana içeriğe atla

Türk Tarihi’nin bir durağı: Mısır-Filistin

Türk Tarihi’nin bir durağı: Mısır-Filistin

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Syn. Recep Tayyip Erdoğan, Mor Efrem Süryani Kilisesi’nin açılışında, Filistin meselesine değinirken, Filistin’e hâkim olduğumuz tarihi sadece Osmanlıyla sınırlı söyledi. Belki de uzatmak istemediğindendir.

Ayrıca Osmanlı gibi bir imparatorluktan örnek vermek aslında yeterli gibi görüldüğünden dolayıdır.

Türklerin, Mısır ve Filistin hâkimiyeti sadece Osmanlı’yla sınırlı kalmadığı gibi, Tarihileri de M.S. 800'e dayanmaktadır.

Tolunoğulları (868–905)

Tolunoğulları, yabancı bir diyârda kurulmuş ilk Müslüman Türk devleti özelliğini taşımaktadır.

Ayrıca kapsadığı alan: Türkiye, Mısır, Suriye, Ürdün, Filistin, Lübnan, İsrail’dir.

Ahmed bin Tolun kimdir? Babası Orta Asya Türklerindendir. Halife Mütevekkil’in özel koruma birliğinin komutanı idi.

Sonralarında Tolunoğulları’nın kurucusu olacak Ahmed’e babasının görevi verildi. (1) Görevinden sonra bir Türk komutanın kızıyla evlendi. Abbasî devleti’nde Halife tâyin edecek konuma kadar yükseldi. Bu normaldi. Abbasîler, Türk komutanlarının oyuncağıydı. Abbasî soyundan olanları, komutanlar bir satranç tahttası gibi kullanıyorlardı.

Halife, Ahmed bin Tolun’un daha da güçlenmesinden ve Şam’ı elinden almasından korktuğu için, Halife kendi kardeşi’ne Mısır’ı Ahmed’in elinden almasını emreder. Ahmed, Abbasîler tarafından Saray’a çağrılır, fakat Ahmed gitmez. (2)

Elçibey şöyle der: “Hilafetin ordularına yardım için Ahmed bin Tolun Irak’a bir milyon 200 bin dinar gönderir. Ancak (Halife’nin kardeşi) Müveffeg buna razı olmaz ve rahatsızlığını bildirir.

O yine de para, köle, at v.s. şeyler gönderilmesini emreder. Buna sinirlenen Ahmed bin Tolun Müveffeg’e: “Ben sana tabi değilim, bu malları da Abbasiler devletini korku altında tutan tehlikeyi anladığım için gönderdim” şeklinde cevap verir.” (3)

Tolunoğulları ilk başlar da, Abbasîlerin Mısır Valisi idiler. Sonradan bağımsızlıklarını kazanıp, Halifeliğin düştüğü durumdan etkilenmeyerek güçlü bir devlet hâline gelmişlerdir. (4)

Tolunoğulları’nın tarihî, Müslüman Türk Tarihî ve Türklerin Halifelik üzerindeki etkisini de iyi değerlendirmemize yardımcı olmaktadır. Çünkü Tolunoğulları kendi Halifeyi öldürmüş kendi hükümdarlarını seçmişlerdi. (5) Böylece memlûk artık bir köle kelimesinden ibâret değildi.

Sonradan bu devlet Abbasîler tarafından 905 yılında yıkıldı. Türk Tarih açısından büyük önem arz etmektedir.

***

İhşidiler (935–969)

Tolunoğulları’nın yıkılmasının ardından, Mısır Abbasî Halifeliğinin gönderdiği Valiler tarafından yönetilmiştir.

Fakat Türklere güvenmeyen Abbasîler, İhşidilere tam yetki vermemiş ve Mısır’ı idârî yönden bölgere ayırıp, Türklerin bölgede tam bir hâkimiyet icrâ etmesine engel olmuşlardır. İdarî kurumların başına da kendi adamlarını atayarak, tamemen hakimiyeti kendi ellerinde tutmuşlardır. (6)

İhşidiler, önem bakımından Mısır’da kurulan ikinci Türk devletidir.

Devlet adını, kurucusu Muhammed b. Togaç’dan almaktadır. Bu unvan, bizzat kendisine Halife tarafından “Melikü‟l-Mülûk” (Melikler Meliki) anlamında verilmiştir. Kendisi Fergana Türklerindendir ve Abbasî yönetimine hizmet eden Türkler arasındandır aynı Tolunoğulları gibi.

Kapsadığı topraklar Tolunoğulları ile aynıydı. Türklük bilincinde bir devlet idiler, Tolunoğulları gibi Türkçe konuşurlar, Türk kültürüne göre yaşarlardı. Tolunoğulların da görülen Kıpçak benzeri Türk mimarisini de söylemeden geçemeyeceğim.

Ayrıca bu devlet Abbasîlere karşı bağlılığını; halifelerine yer verip merkeze bir miktar para göndermek suretiyle Abbasîler’e bağlılıklarını sürdürmüşlerdir. (7)

Sonra bu devlet, Fatîmî Arap Devleti tarafından yıkıldı.

***

Eyyûbiler (1171–1341)

Eyyûbiler devleti, aynı şekilde Mısır ve Filistin bölgesinde hükûm sürmüş ve kendinden söz ettiren bir devlettir. Kurucusu Selahaeddin Eyyûbi, Kürt olmasından dolayı -ki annesi Türk derler bknz: Halaçoğlu vd, Şeşen. - Türk-Kürt devleti diyebileceğimiz bu devlet Haçlılarla girdiği mücadelelerden tanınırlar.

Selçuklu devletinin Musul Atabeyi olan Nureddin Zengî’nin yanında yetişmiş biridir Selahaeddin Eyyûbi ve devleti de Zengî devletinin devamıdır.

Çünkü Eyyûbilerin konuştuğu dil Türkçe, ordusu Türk, saray dili Türkçe. Ve saray da bile Türk kültürünün önemli bir yer edindiğini biliyoruz.

Kapladıkları alan: Mısır, Filistin, Hicaz, Yemen, Kuzey Sudan, Libya. (8)

Eyyûbî ailesinin kökeni hakkında burada üzerinde durmayacağım.

Mısır nasıl fethedildi? Fatimî Halifesi, Zengî devleti’nin atabeyi Nureddin Zengî’den yardım istedi. Kudüs Haçlı Krallığı’nın Kontu Amaury’in ordusu, Mısır üzerine sefere çıktığın da, Zengî ordusu bu orduyu durdurmak için Mısır üzerine sefere çıktılar. Bunu gören Haçlılar geri çekildiler. Bunun üzerine S. Eyyûbî, Fatimî veziri oldu.

Selahaddin Eyyûbî, Nureddin Zengî’nin Mısır valisi, Fatimîlerin vezirîydi. Fakat Fatimîlerden emir almıyordu. Sonradan iktidarı ele alınca, Fatimîlere isyân etti ve Abbasî halifeliğini tanıyıp, Sünnîliği devlet mezhebi hâline getirdi. (Nureddin Zengî’ye hâlâ sadık idi)

Selahaddin Eyyûbî’nin en büyük başarısı; Haçlı ordularını birçok kez bertaraf etmesi, İhşidîlerden sonra ilk defa bir Türk hanedanlığının bölgeye yeniden sahip olması ve Osmanlı’ya zemin hazırlaması.

Türk tarih açısından önemli bir devlettir.

Bu Türk devleti bundan sonra, yıkılmamış sadece hanedan değiştirmiştir. Eyyûbî hanedânı yerine Memlûk hanedânlığı hâkim olmuştur. Memlûklerden sonra da Osmanlı hanedânlığı hâkim olacaktır.

****

Memlûkler (1250–1517)

Memlûk adının tarihini burada anlatmayacağım. Bu başka bir yazının konusu.

Kapladıkları alan: Mısır, Filistin, Hicaz, Yemen, Kuzey Sudan, Libya, Ürdün, Suriye’nin çoğunluğu ve Anadolu’nun güneydoğu bölgesi. (8)

Eyyûbi devletinin yıkılmasının ardından Memlûk Sultanlığı kuruldu. İlk Sultanı Aybek oldu. Kendisi Yemen’de devlet kurmuş Resuloğullarından birinin kölesiydi fakat Necmeddin Eyyûb’e hizmet ediyordu.

Sonradan Aybek muhalafet içi kavgalar nedeniyle katledildi ve oğlu el-Mânsur tahtta çıkarıldı. Fakat Türk komutanlar, Kutuz’u Sultan seçtiler ve Moğol belâsını durdurması için ona güvendiler. Kutuz’un sultan olmasına, Moğol istilâları sebebiyet vermişti.

Bu devletin en büyük başarısı tarihte ilk defa Moğol istilâsını durdurmasıydı. Bu savaş, Ayn-ı Câlût savaşı’ydı.

Kutuz iyi bir liderdi. Moğollara karşı savaşacağı vâkit, Haçlılarla antlaşma yapmasını bildi ve Moğollarla çarpışmak için Akkâ hâkiminden izin istedi. İzin verilmişti. Kutuz, iyi bir askerdi. Askerlerinin bir kısmını ormana saklayarak, Moğol ordusunu şaşırtmıştı.

Eyyûbilerden iktidarı alan bu Türk köleler (memlûk), kendi devletlerini icrâ etmişler, büyük bir zâfer kazanarak Dünya Tarihine damgalarını vurmuşlardır.

Sonradan bu devlet, Haçlılara karşı savaşmış ve 9. Haçlı seferin de Haçlı-Moğol ittifakına karşı zâfer elde ederek, Türklüğün en üst mertebesine erişmişlerdir.

Ordusu ve dili Türkçe olan İlhanlıların kaldırdığı Halifeliği, Memlûk devleti icrâ ettiğini de unutmayalım. Eskiden Selçuklu Sultan’ı Tuğrul Bey’in Abbasî Halifesi’nin siyasî yetkilerini aldığı gibi Memlûk sultanı da aynı şeyi uygulamıştır.

Halk bu zaferlerden sonra hanedanlığa Türk köleleri olarak bakmamış, onları kurtaran kişiler olarak görmüşlerdir.

Kutuz’un yerine Baybars geçti. Memlûk Devleti’nin adı, Sultan Baybars tarafından “Devletü’l-Türkiye” veya başka deyişle “Devletü’l-Etrak” yani “Türkiye devleti” olarak değiştirildi. Bu isimlendirmeden itibaren Mısır ve Suriye 1917'ye kadar “Türkiye” diye anıldı. (9)

Memlûk devleti’nin yönetici unsurları hep Kıpçak Türkleri olarak kaldı ve sonradan Çerkesler başa geçmeye başladılar fakat Türkleşen bu Çerkeslerin adları bile Türkçe isimler olarak kaldı.

Memlûk dönemin de Türk kültürü ve mimarisi halk ile entegre oldu. Ve yaşamını bir Türk devleti olarak sürdürdü ve yaşamı Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından son verildi.

***

Osmanlı (1299–1922)

Bu İmparatorluğun yüceliğini söylemeye yetecek söz var mıdır? Herkesin tanıdığı ve efsanelere konu olan büyük Osmanlı İmparatorluğu. Birçok Türk devletini fethetmiş ve bünyesine katarak aslında bir tür Turancılık istinat etmiştir.

Tabiî böyle bir durumun söz konusu olmayacağını tarih açısından biliyoruz.

Memlûk Türklerinin eline geçen Halifelik, Osmanlı İmparatorluğu tarafından alınmış ve bu yüzyıllar boyu süren Tolunoğulları, İhşidîler, Eyyûbiler ve Memlûklerin hakimiyetinde Türkleştirilmiş halk, Osmanlı idâresinde sıkıntı çekmemiştir.

Çünkü 868'de Mısır topraklarında kurulan Türk devleti; asla yıkılmamıştır. Sadece hanedan değiştirmiş ve İhşidîlerden sonra bir süreli kopukluk olmuştur.

***

Mısır ve Filistin’deki Türk hâkimiyeti’nin ne kadar eskiye gittiğini gördünüz mü? Sadece Osmanlı’yla sınırlı da kalmıyor.

Bir durağımız da, her Türk’ün yarayan kanası olan Filistin’in Osmanlı’dan çıkışı olacak.

Arap İsyânı

Araplar, Millîyetçiliğin etkisiyle birlikte Osmanlı’ya isyân ettiler ve Osmanlı’nın düşmanları ile birlik oldular. Kendi bağımsızlıkları için bölgedeki Müslüman kardeşleri olan Türkleri katlettiler.

Türklerle savaştılar ve bölgeden kovdular. Bunlar kendi bağımsız devletleri içindi. Fakat işbirliği yaptıkları devletler, onları parçalayıp böldü.

O günden sonra o çoğrafya’ya bir daha huzur gelmedi. Tüm Araplar, Türklerden o kadar nefret ediyorlardı ki, gâvurların şeytanlığını göremediler. Türklere vahşî hayvan gibi davrandılar ve Türklere karşı ağıza alınmayacak hakaretler ederek Türkleri “gâvur”lukla suçladılar.

Böyle yaparak ayrılan Arap Devletleri huzur bulmadı. Kanlı Arap Baharı tüm Arap çoğrafyasını vurdu.

Suriye, Irak, Libya, Mısır, Filistin ve diğer Osmanlı’dan ayrılmış devletlerde isyanlar, darbeler son bulmadı ve Osmanlı’dan ayrıldıkları gibi manda da olmuşlardı.

Müslüman Türk’ün hakimiyeti yerine, gâvur İngiliz-Fransız’ın hakimiyetini tercih eden Araplar’ı tutan bir toplum var içimizde.

Bu gün Arapların tutumu eskisiyle aynı tutumda. Türkleri sadece aracı olarak kullanmakla beraber, Türklerin karşısında durmaktalar.

Ben bu yazıyı yazarken Filistin bombalanıyor..



NOTLAR:

(1) Ebulfez Elçibey, Tolunoğulları, s. 52.

(2) Türkler Ansiklopedisi, c.5, s.15. Doç. Dr. Nadir Özkuyumcu, Tolunoğulları, s. 45–46.

(3) Elçibey, a.g.e, s. 72.

(4) Erol Güngör, Tarihte Türkler, Ötüken, s. 120. & Nesimi Yazıcı, İlk Türk-İslam Devletleri Tarihi.

(5) Jean Paul-Roux, Türklerin Tarihi, Dergah Yay., 1. Baskı, s. 170.

(6) Türkler Ansiklopedisi, c.5, s. 60. Doç. Dr. Nadir Özkuyumcu, İhşidiler, s. 39.

(7) İslâm Ansiklopedisi, “İhşîdîler” Maddesi, Müellif: Ahmet Ağırakça.

(8) Ramazan Şeşen, Eyyûbîler, s. 60.

(9) Jean Paul Roux, Türklerin Tarihi, Kabalcı Yay., s. 31.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır

Atsız'ın Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı

  Atsız'ın; Atatürk, Kemalizm ve Cumhuriyet Düşmanlığı. "Başkumandan Mustafa Kemal’i tebcil ederim fakat Reis-i Cumhur  Atatürk’ü beğenmeye de sevmeye de mecbur değilim." (1) CHP'de boş kavga var diyen bir çok Atsız taraftarları, aslında Mustafa Kemal ve Atatürk'ü ayıran Atsızı niye göz ardı ederler?  Atsız Kemalist düşmanı olmak bir yana, Atatürk düşmanıdır. Devrim düşmanıdır. Sözlerine bakınız: "Bu millet, tutsak Türkleri kurtararak en büyük Türkiye'yi (yani Turanı) kurmak için de sınırlara koşabilir. Fakat onların Kemalist prensipleri için kılını bile kıpırdatmaz. Hatta Kemalizm'in çığırtkanları bile Kemalizm uğruna ölmez." (2) Kemâlistleri ve Atatürk'ü "dönme, mason" olduğunu belirtiyor: "Irkçılığın aleyhinde bulunanlar Türkçülüğün düşmanı olan dönmelerle, masonlar ve Halk Partililer yani Kemalistlerden ibarettir." (3) "Çünkü Kemalizm de dönme ve devşirme olmak kabahat değildir. Fakat Kemalizm yapmak isterken mi

Kürtler ve Medler

KÜRTLER VE MEDLER Kürt Tarihçilerin çoğu kendini Medlere dayandırır. Kürt dilinin gelişmesinde Medlerin rol oynadığını söylerler. (Minorsky - Kürtler, İslam Ansiklopedisi, VI. cilt, s. 1089-1114) Ve Medlerin torunlarıdır. (Amir Hassanpour - Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil; s. 120.) » Kürtlerin tek kurduğu ulusal devlet olarak Medler İmparatorluğunu kabul ederler. (Wadie Jwaideh - Kürt Miliyetçiliğinin Tarihi , Kökenleri ve Gelişimi, s. 17.) » Ve bazı Kürt Tarihçilerde şöyle savunur: “bütün tarih boyunca Medleri Kürtlerden ayrı gösterecek bir hadise bulamazsınız.." (Zinnar Silopi - Doza Kurdistan; s. 9.) » Medler proto-Kürt’tür. (Philip Kreyenbroek & Christine Allison - Kürt Kimliği ve Kültürü, s. 25.) » “Dolaylı değil doğrudan Kürtlerin Medlerle bağlantıları vardır.” (Ali Hüseyin Kerim - Balkan Yarımadasında Kürtler, s. 49.) Medlerin İmparatorluğunu yıkan, Perslerdi. (William Aegleton - Mehabad Kürt Cumhuriyeti; s. 18.) Ve şunu söylemektedirler: Medler yıkıldık