Ana içeriğe atla

Türkleri medeni gören tek Avrupalı lider: Adolf Hitler

 Türkleri medeni gören tek Avrupalı lider: Adolf Hitler

Türkler, Avrupa için her zaman “barbar” idiler. Bu imaj asla onlar için değişmedi. Belki, barış ve yardım zamanlarında yumşama olmuş olabilir ama Avrupalı halklar arasında Türk demek “kaba ve korkunç, medeniyetsiz bir insan” demekti.

Cumhuriyet ilk dönemlerinde Avrupa’nın bizzat kurguladığı Türklerin sarı ırka mensup, medeniyetsiz bir ırk olduğu tezini yıkmak için türlü çözümlere gitti ve karşı tez çıkarttı.

Fakat diğer Avrupalıların ve liderlerin aksine Türkleri medenî gören biri vardı: Adolf Hitler. Gerçi Alman milleti, Osmanlı halkını diğer Avrupalı halklar gibi görmüyorlardı. Bunun başlıca sebebi de yaptıkları ittifak ve Türklerle olan yakınlıklarıydı.

Nazilerin ırkçılığı mevzusunda, Türklerin yeri de bu ölçüde önemliydi. Naziler, Türkleri aryan ırkının akrabalarından sayıyorlardı. (1) Naziler tarafından Türklere “Avrupalı halk” hukukî statü tanınmıştı.

30 Nisan 1936'da, ilgili bakanlıklar ve NSDAP Irk Politikası Dairesi adına bir genelge kararı duyurdu; karar iki ay sonra Türk basınında “Türkler Aridir” manşetiyle özetlendi.. (2)

Dinleyiniz:

Türk halkı Almanya’da Avrupalı bir halk olarak görülür ve bu yüzden her bir Türk Vatandaşı Alman ırk yasası mevzuatının uygulanması sırasında diğer Avrupalı devlet vatandaşlarıyla aynı muameleye tabi tutulur.

Walter Hinrichs’in imzasını taşıyan karar yazısı, Türklere yukarıdaki açıklamalar ışığında işlem yapılması talebiyle Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Reich ve Prusya İçişleri bakanlıkları başta olmak üzere ilgili tüm kurumlara gönderilmişti.

Fakat yazının sonuna, yasa uygulayıcıların duruma göre karar vermelerini sağlayacak esnek ifadeler de eklenmişti. Buna göre zenci veya Yahudi kökenli (jüdischer oder farbiger Abstammung) Türkiye vatandaşlarının Avrupalı halkların tabi olduğu yasal mevzuatın dışında tutulacağı belirtiliyordu.” (3)

Hitler, Atatürk’ün verdiği mücadeleyi takdir edenler arasındaydı. Çünkü Versailles antlaşması gibi bir antlaşması imzalamışlar ve bu antlaşmasının ağır yükümlülükleriyle boğuşmuştu Alman halkı. Türkiye ise mücâdelesini verip Mondros ve Sevr gibi antlaşmaları yırtmıştı.

Türklerin Avrupa’yı erken fethetmesini istemeleri: “Reichsführer de, İslam tarihine ilişkin yorumunu Kersten’le paylaşacaktı. Müslüman Türk orduların on yedinci yüzyılda Avrupa’yı fethedememiş olmalarına hayıflanmaktaydı:
Saflarında, hatta yüksek mevkilerde Avrupalılarında savaştığı Türklerin 1683'te geri çekilmek zorunda kalmak yerine Viyana’yı ve Avrupa’yı fethettiğini varsayalım. Muhammediler o sırada zafer kazanmış ve İslam bütün Avrupa’ya yayılmış olsaydı, Hıristiyan kiliselerin siyasetle ilişkisi tamamen kesilirdi… Çün­kü Türkler dinsel bakımdan hoşgörülüydü, siyasete bulaşmamaları koşuluyla her dinin var olmaya devam etmesine izin verirdiler -aksi takdirde bitirilirdi.” (4)

Hitler ve Naziler için Türk demek, 1. dünya savaşı’ndaki müttefik, Sevr antlaşmasını yırtıp atan bir şerefli ve Avrupalı olmak isteyen ve Avrupalı saydıkları bir millet idi. Atatürk ise bu rol de, hem Hitler hem de Alman medyası tarafından tanınan ve örnek aldıkları kişiydi. Tabiî bu örnek almak, ilhâm almaktan öteye gitmedi.

NOTLAR:

(1) Ahmet Asker, Nazi Irk Tasnifinde Türkler ve Ortadoğu Halkları,makale, s. 90. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi Journal Of Modern Turkish History Studies XII/25 (2012-Güz/Autumn), ss. 79–99.

(2) Stefan Ihrig, Naziler ve Atatürk, s. 178.

(3) Aynı eser s. 90.

(4) D. Motadel, İslam ve Naziler, Alfa, s. 122.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır...

Türkiye, Filistin ve Araplar: Kıbrıs Sorunu

 Türkiye, Filistin ve Araplar: Kıbrıs Sorunu Bu konu, Filistin’in şuanki devlet başkanı olan Mahmut Abbas’ın, Rum Yönetimi’ni desteklemesiyle başlamıyor. Irak, 1957'de Yunanistan Devleti’yle görüşüp Kıbrıs’la ilgili ortak hareket kararı almışlardır. Aynı yılın Aralık ayı’nda gerçekleşen Birleşmiş Milletler toplantısında Kıbrıs Sorunu’nda Türkiye’ye karşı oy kullanırlar. Irak bununla da sınırlı kalmaz, Yunan desteğini almasıyla birlikte Türkiye’ye karşı Petrol borcunu da ödemez. (Musul Vilayeti’den gelen %10'luk Petrol geliri.) Ayrıca Türkiye’nin çoğu Projesine de karşı çıkar. Komünist Sovyetler Birliği yanlısı bir devlet kuran Suriye ve Mısır (Birleşik Arap Cumhuriyeti), Türkiye’ye karşı bir rakip hâline gelirken, Sovyetlerin Türkiye’yi kıstırma politikasına destek verirler. Türkiye bu durumda İsrail’le ilişkilerini sıkılaştırır fakat Türkiye bu durumda bile suçlu hâline gelir. Hiçbir konu da Türkiye’yi desteklemeyen ve Türkleri yok etmek için gâvuru-Yahudi’yi bile destekleyen...

Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA

  Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA Diyeceksiniz ki: “ Ama insanlar ölüyor, yazık değil mi! Ne acımasızsın! ” falan filan.. Hayır efendim, hayır! Elbette çocukların ölmesine üzülüyorum, bende bir insanım lâkin FKÖ’nün eğittiği PKK’nın kaç Türk çocuğunun canını aldığını ez mi geçiceğiz? Burada Suriye’nin PKK’ya verdiği desteği yazmayacağım çünkü zâten blogu’mda “ Sosyalist Bedevî: Esad ailesi, atalarının izinde ” diye bir yazı yazıp detaylıca anlatmıştım. Ayrıca FKÖ’nün kurucularından ve Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas hakkında da burada bahsetmeyeceğiz. Çünkü daha önce bahsetmiştik, bakınız: “ Solcu bir Bedevî: Mahmud Abbas ” Gelgelelim, Filistin ve PKK ilişkilerine, şöyle anlatayım: PKK, Suriye-Filistin-Lübnan kampların’da eğitim görmüştü. PKK, Suriye Hükûmeti tarafından Bekaa Vadisi’ne yerleştirilmişti. Burada yetişmişler burada militanlaşmışlardı. Bizzat büyük Türkiye dostu (!) Yaser Arafat tarafından desteklenmişlerdi. (1) İsrail’e karşı operasyonlar da kullanılmışla...