İngilizce öğrenme serüvenim ve deneyimlerim

İngilizce öğrenme serüvenim, 19 yaşlarımda ingilizceye merakımla beraber başladı.

İngilizceyi öğrenirken yaptığım hatalardan biri, hızlıca öğrenmeye çalışmaktı. Eğitim setlerini sanki anlıyor gibi hızlıca geçtim, anlıyordum da o an mantıklı geliyordu, fakat cümle kuramıyordum.

Bunun diğer sebebi de yabancı dil öğrenirken ki yapılan en büyük hatalardan birini işaret ediyordu: Pratik yapmamak.

(Görsel, I.)

Yabancı bir şey öğrendiğiniz de, bu ister gramer ister kelime veyahût bağlaç, vb. olabilir bunu pratik etmeniz gerekir. Önce ki öğrendiklerinizle de pratik etmeniz gerekir.

İngilizceye mahsur kalmanız lâzım. Bunu farklı yollarla yapabilirsiniz: Cihaz dilini İngilizceye çevirin, oyundan edindiğiz kelimeleri kullanın, durmadan kendi kendinize cümleler kurun.

Özellikle cümle kurun. Yazın, konuşun, dinleyin. İngilizce şarkı dinleyip, onu ezberleyebilirsiniz, en sevdiğiniz kısmı ezberlediniz diyelim. Oradan edindiğiz bilgilerle, farklı cümleler kurun.

Meselâ mizahla mı ilgileniyorsunuz, gidin İngilizce meme (mizâh) sayfalarını takip edin.

Cümle ezberleyin, ondan sonra o cümleleri değiştirin. Ben en çok sevdiğim film serisi Star Wars idi. Onu hep izlediğim için Türkçesini ezbere biliyordum. İngilizcesini izlediğimde ise pek farkı yoktu. Bu da bazı şeyleri öğrenmeme yardımcı oldu, epik sahneler özellikle. Ya da instagram & youtube editlerindeki İngilizce yazılar.

Yani şöyle:

1- Eğitimi hızlı geçme (Bir şeyi öğrenmeden başka şeye geçme),

2- Ezber yap,

3- Cümle kur,

4- Aktivitelerini İngilizce yap (İngilizce şarkı dinlemek, oyun dilini ingilizce yapmak, ingilizce film ya da epik sahneleri izlemek, vs.. Yani replikleri, sözleri taklit et),

5- Gereksiz şeylerden kaçın (gramer, kelime, bağlaç vs..)

6- Asla pes etme, her şeyi hemen anlayamazsın.

7- Konuşmaktan korkma.

(Görsel, II.)

Bu 7 madde hayatınızı kolaylaştıracak. Bu durumda, İngilizce öğrenirken cümle kurun ve konuşun. Bunu kendinizle de yapabilirsiniz. Yapın. Sonra bunu biriyle konuşurken pratiğe dökün.

Ben İngilizce de birçok şeyi geç anladım. Ama geç oldu adı üstünde. Gerekli grameri, kelimeleri ve bağlaçları öğrenin onun haricî gereğinden fazlasını öğrenmeyin.

Öğreneceğiniz vakit, her şeyi tamamladığınız vakit olmalı. Senin işine yaramayacak, kullanmayacağın kelimeyi, grameri öğrendin de ne oldu? Ne işine yaradı?

Önce biriyle konuşabileceğin şeyleri öğren. Meselâ, sen gündelik ne konuşursun biriyle? Aynısını öğrenmeye yelten. Konun ne olmalı onu seç.

Her şeyi öğrenmene gerek yok, konuş yeterli. Sonuçta makale yazmayacaksın, insanlarla konuşacaksın. Gereksiz ve ağır şeyler öğrenmene gerek yok. Tabiî resmî bir şey olur onun için hazırlanırsın, o farklıdır.

İnanın bana İngilizce dünyanın en kolay dillerinden biri. Mantığı farklı. Ama bu mantık kavranmayacak bir şey değil.

Sadece emek sarfetmeniz gereken bir şey. Herkes öğrenebilir.

Meselâ ben en çok editlerden öğrendim kelimeleri. Örnek olarak Superman editi vardı. Oradan impress fiilini öğrenmiştim. Türkçesi etkilemek idi. Öğrendiğim editte, Not impressed diye geçiyordu yani etkilenmedim. Not olmasa idi, etkilendim olacaktı. çünkü sonunda -ed vardı.

Meselâ oyunlardan, play kelimesini duymuşuzdur. Bu oynamak demektir. Bunu meselâ şöyle kullanabilirim:

i played a game with my friend yesterday = dün arkadaşımla oyun oynadım.

ya da gelecek zamana alırsak:

i’m gonna play a game with my friend tomorrow = yarın arkadaşımla oyun oynayacağım.

En basiti, oyna demek istesen play demen yeterli.

Bir yabancı oynayacak mısın diye diye size sorarsa, oynayacağım demek istersen, i will play, demen yeterli.

En çokta Film/Dizi repliklerinden, meselâ can you hear me?, “Beni duyabiliyor musun?” demek, bunu Star Wars III filminin sonunda Palpatine’nin Vader’a seslenişiydi. En epik sahneydi, çünkü Vader doğmuştu. Burada cümleler öğrenip yeni kelimeler keşfetmiştim. She was alive, “O hayattaydı” demek.

Meselâ Avengers: Infinity War’da Thanos, Heimdall’a that was a mistake, “bu bir hataydı” diyordu. Bu cümle de meselâ mistake kelimesini öğrendim. Cümle olarak da dilime yerleşti. Ney nereye gelecekti diye düşünmeden, söyleyebiliyorum. Yani taklit ediyorum.

Benim İngilizce serüvenim ve söyleyeceklerim bu kadardı. Sağlıklı bir ingilizce öğrenme dileğiyle..