Star Wars: The Acolyte, Bad Batch, Ahsoka, Tales of the Empire, Tales of the Jedi dizilerine eleştiri
Star Wars: The Acolyte, Bad Batch, Ahsoka, Tales of the Empire, Tales of the Jedi dizilerine eleştiri
Tales of the jedi, gerçekten hikâye olarak gerçekten güzeldi. Doyurucuydu. 6 bölümlük bu mini animasyon dizisi, heyecanlıydı. Seyirciyi, ekran başına kitliyordu.
En önemlisi, Kont Dooku’nun karanlık tarafa geçişini anlatıyordu. Jedilik dönemini ve Qui-Jin’in ölümüne olan üzüntüsüne kadar, gayet iyi yazılmış.
Ahsoka Tano’yla, Anakin’in diyalogları ile birlikte Emir 66'ya bağlanması da iyiydi. Kont Dooku’nun aslında niye karanlık tarafa geçtiğini daha iyi anlayabiliyoruz.
Obi-Wan Kenobi dizisi bile bu animasyon dizisi kadar heyecan uyandırmamıştı.
Gayet güzeldi. Ayrıca, 6. bölümde padme’nin cenâzesine katıldığını gördük Ahsoka’nın. Bu da önemliydi. İlk bölüm zaten Ahsoka’nın doğumunu gördük.
Kısaca ne gördük;
- Ahsoka’nın doğumunu görmek,
- Kont Dooku’nun jedi zamanını görmek,
- Qui-Jinn ile Dooku’yu aynı görevde usta ve çırak olarak görmek,
- Kont Dooku ile Windu’nun beraber görevdeyken görmek,
- Windu’nun nasıl biri olduğunu ve Dooku’nun yozlaşmış jedi konseyinden nasıl nefret ettiğini, neden karanlık tarafa geçişini de gördük, filmlerde ve animasyon dizilerde zaten Dooku’nun niye karanlık tarafa geçişiyle ilgili zaten anlatım yapılıyordu fakat geçiş zamanını göstermemişlerdi.
- Dooku’nun Qui-Jinn’in ölümüyle birlikte yıkılışını izledik,
- Ayrıca Dooku’nun Qui-Jinn hakkında “kuvvetli müttefik” olabilirdi demesi Sith Lordu Sidious’a da önemliydi. 2. filmde aynı şekilde, Obi-Wan’la konuşmasında da aynı şeyleri dile getirmiş ve Qui-Jinn’den bahsetmişti.
- Anakin’in Ahsoka’yı nasıl eğittiğini gördük, azimi ve kararlılığını da, Anakin’in Ahsoka’ya ne kadar önem verdiğini..
Ahsoka’nın Padme’nin cenâzesine katılması da, 3 filmdeki aynı cenâze gibi olması da harikaydı.
Tales of the Empire, Tales of the Jedi’ye göre daha az merak getiren bir diziydi. Kısaca bir şeydi. Bunları Star Wars’da da devam ettirebilirlerdi.
Dizinin içerisinde Barriss Offee’nin, Ahsoka komplosundan sonraki dönemini gördük. Karakter gelişimini izledik. Ayrıca Morgan Elsbeth’in de karakter gelişimini gördük.
Bu mini seri de, bir dram yaratmak istemişler lâkin diğer Star Wars yapımlarına dönmüş daha akıllıca bir drama yazılabilirdi. Onun haricî bazı bölümleri sıkıcıydı. Çok çabuk geçilmiş, “bu karakter vardı, hikâyesi yarım kalmıştı, hemencik bitireverelim” denmiş gibiydi.
Bad Batch, Clon Wars gibi bir Star Wars dizisi. Tabiî Clon Wars’la mukayese edilemez. Fakat Clon Wars’un şuanlık çerezlik bir dizisi gibi. Yani devamı niteliğinde birçok konuyu ele alan ve kafamızdaki soru işaretlerini dolduran ve Emir 66'dan sonraki klonların ve İmparatorluğun hâlini bize anlatan bir animasyon dizisi.
İlk başta önyargılıydım. 2021'de çıktığında izlemeye kalktığımda, ilk bölümleri sıkıcı gelmişti. Fakat 2023'de bir göz atayım derken gayet makûl ve güzel geldi. Konusu sürükleyiciydi.
Özellikle İmparatorluğun gaddarlığını anlatan ve Clon Wars’un son bölümünde düşen gemiyi göstermesi, Clon Wars 99'u anlatması (Clon Wars dizisinde görülmüştü), Rex’i ve Cody’i görmemiz ile İmparatorluğun Clonları devre dışı bırakmasını da gördük.
Bad Batch’in son bölümleri iyiydi. Clonlarla ilgili şu merak ettiğimiz şeylere değinilmiş, Emir 66'dan sonra ki olayları merak edenlerin izleyebileceği bir şey. Bazı bölümler sıkıcı.
Ahsoka, Rebels animasyon dizi serisinin live action hâli. Genellikle bu diziyi seyredenler, Anakin Skywalker ve Vader sahneler için izlediler. Ayrıca Baylon Skoll karakteri de çok güzel bir karakterdi.
Ayrıca, Tales of the Empire’da karakter gelişimini izlediğimiz, Morgan Elsbeth’i bu dizi de gördük. Mandolarianda da görmüştük.
Sonra hiçbir yararını görmediğimiz, Dathomir Cadılarılarını gördük. Çok eleştirildiler. Öylesine konmuş gibiydiler.
General Thrawn’ı dizi de live action bir sahne de görmek çok iyi oldu. Ezra Bridger’ı da gördük. Güzel sahneleri yok değildi. Ama saçmaydı.
En çok Skywalker ile diyalogları ve Clon Wars’a atıfları mükemmeldi. Anakin ve Vader geçiş ile dövüş sahneleri muhteşemdi.
The Acolyte, Skywalker Saga’dan önce bir hikâye olduğu söylendiği hâlde Skywalker Saga’ya bağlanan bir dizi.
Skywalker Saga’dan bıktıp diyip, çıkardıkları dizi çöptü, çöp! En başta sevdiğimiz Master Sol’a bile sonda sövmüştük. Dizi mantık hatalarıyla doluydu.
Qimir diziyi oyunculuğu ile kurtardı demek bence yerinde olurdu. Lâkin dizi de sadece 2 sith olabilir kuralını çiğnediklerini gördük. Ayrıca, Anakin Skywalker’a karşı bir saldırı ve saygısızlık da vardı.
Ayrıca palpatine’in ustası darth plagueis’ı da bir dizi de ilk defa live action olarak gördük. Daha önce Sith’in İntikamı adlı 3. filmde sadece adı geçiyordu.
Onun haricî dizi yerden yere vurulmasına rağmen 2. sezonu bekleniyormuş..
Bide diziye Ki Adi Mundi’yi getirdiler, adam Gizli Tehlike’de (1. film) bin yıldır “sith tehlikesi” olmadı diyor. Burada tartıştığı konu sithlerle ilgili gülünç.
Ayrıca sonlara doğru Usta Yoda’yı gösterdiler. Tam fan service bir dizi olmuş. Yoda da jediler katledilirken öylece oturuyor. Ne iş? İşte Qimir önceden jediymiş ayrıca.
Vernestra’nın çırağıymış falan filan. Sonra Usta Sol durmadan bir şey saklıyor dediler, tüm dizi boyunca onun saçmalıklarını dinledik.
Ayrıca Osha’nın elindeki ışın kılıcının âniden kırmızı olmasını izledik. Star Wars açısından en saçma diziydi. Daha iyi bir senaryo ile gelinseydi, fanlar için çok konuşulacak bir dizi olabilirdi.
The Mandolarian gibi bir dizi asla çıkmayacak. Star Wars’u izleyiciye açan bir dizi.
Yorumlar
Yorum Gönder