Ana içeriğe atla

Film/Dizi Sektöründeki Asker Düşmanlığı

Film/Dizi Sektöründeki Asker Düşmanlığı

Merhaba arkadaşlar bugün sizlere Film/Dizi sektöründeki Türk düşmanlığı ile ilgili konuşacağım. Bu yazımda aslında bildiğim kadarını naklediceğim.

Hadi başlayalım!

İlk önce ötesiz insanlara bakalım. Bu bir samanyolu dizisiydi. O zamanları Fethullah Gülen iyi bir adam deniyordu. Onun kanalıydı. Bu filmde durmadan, asker düşmanlığı yapılıyordu. 

İşte polislerin sırf kapalı olduğu için kızları taşladığı falan gösteriliyordu. Subayların din düşmanı olduğu üstüne basa basa ifâde ediliyordu. Neredeyse subaylar şeytan ile kıyaslanıyorlardı.

Dizinin konusu ise 28 Şubat anlatımıydı. Diziyi küçükken izlemiştim yayınlandığı vâkitler. Sonradan Samanyolu TV kapandı. Ama tabiî, askerleri şeytan olarak gösterdiği için değil.. 

Aynı şekilde karşımıza 12 Eylül filmleri çıkıyor. Ama öyle böyle değil. Sırf bölücü örgütün liderlerine ve üyelerini hapise attılar diye zulüm olarak niteleyip film/dizi yapılıyor bu ülkede!

İlk önce Sırrı Süreyya Önder’in Beynelmilel adlı eseri. Kara mizah olarak anlatmış olayları ama 12 Eylül ırkçı bir darbe değildi. Zararı da faydayı da hep birlikte gördüler. Ayrımcılık yapılmadı. 

Ama sen milleti öldüreceksin, devlet sana eyvallah diyecek. Yok ya? Bu nerede görülmüş, burası muz cumhuriyeti mi? Sonra “bize niye kötü davranıyorlar ya” diyip ağlıyorlar.

Neyse asıl konumuza dönelim.

Esat Oktay Yıldıran, durmadan her yerde sanki Kürt düşmanıymış gibi naksediyorlar. 

2009 yapımı “Bu Kalp Seni Unutur mu?” TV dizisi ve 2015 yapımı Kanlı Postal filmi buna örnek. Düşünsenize, ülkenizin askerlerini öldürenleri dövdünüz diye sizin uğruna can verdiğiniz hizmte ettiğiniz ülkenin TV programında kötüleniyorsunuz..

Bu da yetmemiş, iyicene bir Bölücülük yapalım diyip 14 Temmuz filmini çıkarmışlar. Filmde kürtlük yapmak istemişler ama onu da başaramamışlar. Çünkü ırkî bir problem yok. 

Hep bölücülükle ilgili. Kendi filmlerinde bile bu geçiyor. Kendilerini Kürt değil de bölücü olarak daha çok tanımlamışlar. 

Çünkü film içerisinde bu mahkûmlarla Kürt oldukları için değil bölücü için uğraştıklarını gösteriyorlar. Yani Esat Oktay burada ırkçılık yapmıyor. 

Ama o zamanki dünyanın konjektöründe zâten herkes komünistleri sevmiyordu, bunu da gözümüze sokmanıza gerek yoktu.

Bölücülü olmalarıyla övünmek ve Esat Oktay’ı kötülemek için film yaptılar ama onu daha da ünlü yaptı. Hiç tanımayanlar onu tanıdı. Açıkçası bende ilk başta onu bir editte görmüştüm.

Sonra, onun ilgili kitaplar, hatırâlar, blog yazıları okudum. Aslında onunla ilgili birçok şey şâibeli ve iftirâ. 

Tabiî mahkûmlara ileri seviye eziyeti doğru ise bu büyük yanlış idi. Gene de ne olursa olsun askerlerin o zamanki emri ney ve ne tür işkence ediliyor bilmiyorum ama yanlıştı. 

Sadece birkaçını sayabileceğim. Daha çoğunun medyamızda gezdiğine şüphem yok. Gerçi bu halk onları bile izleyip, asker düşmanı olabiliyorlar. Yabancı işgâline maruz kaldığı zamanda söver inşallah, onu koruyan askerlere, anlarsınız ya..

Ondan sonra birden Börü filmi ve Savaşçı, Söz, Al Sancak, Nöbet gibi askerî diziler çıkageldi.

Bide üstüne süs olarak da Teşkilat diye bir dizi geldi. Söz dizisinin başrol oyuncusu oynuyordu ve de MİT’de çalışıyordu. Sonra Amerika’ya biz sarı torba falan veriyorduk, vatan kurtarıyorduk vesâire işte, gerçek hayatta Amerikan köpeği olup diziler de caba satıyorduk.

Yani Kurtlar Vadisi’nin yeni versiyonu gibi bir şeydi. KV demişken, Polat Alemdar’ı canlandıran oyuncu Necati Şaşmaz’da Nöbet dizisini yayınlıyor. Şaşırmadık.

Ondan önce Nizama Adanmış Ruhlar, Sungurlar, Şefkat Tepe, Tek Türkiye gibi Samanyolu askerî dizileri vardı. Hepsi de doğuda geçiyordu. Onun felsefesini anlatıyor ve irdeliyordu.

Askerleri cephelerde şehit düşüyordu. Sesini çıkarmıyorlardı. Askerlerini şehit düşürenleri çıkarmaya çalışıyorlardı, ses etmiyorlardı. Ama en büyük millîyetçi ve vatansever onlardı. 

Herkese iyi günler!












Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıldırım Beyazıd ve Emir Timurlenk Savaşı

YILDIRIM BEYAZID VE EMİR TİMUR LENK SAVAŞI Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402) Cengiz Han'ın vârisi olma iddiası ile çıkan Emir Timur. Beyazı'dın egemen olmasını kabul etmiyor. Onu küçümsüyor. Timur'un tahtını ele geçirmek için isyan başlatan   ve Timur Hindistan seferinden gelince bizzat kendisi tarafından kovulan Diyarbakır Beyi İlhan Ahmet Celâyir, Osmanlı'ya sığınmıştı. Epey Timur ve Beyazıd'ın arası gergindi. Fakat Timur kendi ırkından, dininden olan Osmanlı’ya saldırmak istemiyordu.   Timur’a tabî olan Mutahharten’ın ailesini Bursa’ya esir olarak gönderen Beyazid ile Timur’un arası açılmıştı.   “ Timur, kendisini sadece dünya üzerinde ulaşabileceği yere kadar hırsını doyurmak için Allah tarafından gönderilen “Allah’ın kulu” olarak değil, Türk halkının da gerçek ve tek temsilcisi olarak görüyordu. Yörüklerin bol paçalı şalvarları içinde, başında yüksek keçe başlığı ile tam bir Türk gibi giyinirdi.. Sarayı’nda sadece Türkçe konuşulur ve Türkçe yazı yazılır...

Türkiye, Filistin ve Araplar: Kıbrıs Sorunu

 Türkiye, Filistin ve Araplar: Kıbrıs Sorunu Bu konu, Filistin’in şuanki devlet başkanı olan Mahmut Abbas’ın, Rum Yönetimi’ni desteklemesiyle başlamıyor. Irak, 1957'de Yunanistan Devleti’yle görüşüp Kıbrıs’la ilgili ortak hareket kararı almışlardır. Aynı yılın Aralık ayı’nda gerçekleşen Birleşmiş Milletler toplantısında Kıbrıs Sorunu’nda Türkiye’ye karşı oy kullanırlar. Irak bununla da sınırlı kalmaz, Yunan desteğini almasıyla birlikte Türkiye’ye karşı Petrol borcunu da ödemez. (Musul Vilayeti’den gelen %10'luk Petrol geliri.) Ayrıca Türkiye’nin çoğu Projesine de karşı çıkar. Komünist Sovyetler Birliği yanlısı bir devlet kuran Suriye ve Mısır (Birleşik Arap Cumhuriyeti), Türkiye’ye karşı bir rakip hâline gelirken, Sovyetlerin Türkiye’yi kıstırma politikasına destek verirler. Türkiye bu durumda İsrail’le ilişkilerini sıkılaştırır fakat Türkiye bu durumda bile suçlu hâline gelir. Hiçbir konu da Türkiye’yi desteklemeyen ve Türkleri yok etmek için gâvuru-Yahudi’yi bile destekleyen...

Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA

  Filistin’in iki yüzü: PKK ve ASALA Diyeceksiniz ki: “ Ama insanlar ölüyor, yazık değil mi! Ne acımasızsın! ” falan filan.. Hayır efendim, hayır! Elbette çocukların ölmesine üzülüyorum, bende bir insanım lâkin FKÖ’nün eğittiği PKK’nın kaç Türk çocuğunun canını aldığını ez mi geçiceğiz? Burada Suriye’nin PKK’ya verdiği desteği yazmayacağım çünkü zâten blogu’mda “ Sosyalist Bedevî: Esad ailesi, atalarının izinde ” diye bir yazı yazıp detaylıca anlatmıştım. Ayrıca FKÖ’nün kurucularından ve Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas hakkında da burada bahsetmeyeceğiz. Çünkü daha önce bahsetmiştik, bakınız: “ Solcu bir Bedevî: Mahmud Abbas ” Gelgelelim, Filistin ve PKK ilişkilerine, şöyle anlatayım: PKK, Suriye-Filistin-Lübnan kampların’da eğitim görmüştü. PKK, Suriye Hükûmeti tarafından Bekaa Vadisi’ne yerleştirilmişti. Burada yetişmişler burada militanlaşmışlardı. Bizzat büyük Türkiye dostu (!) Yaser Arafat tarafından desteklenmişlerdi. (1) İsrail’e karşı operasyonlar da kullanılmışla...